Ak Parti'nin en büyük şansı CHP'nin genel başkanındır.

Nerede neyi konuşacağını bilmeyen, ağzından çıkan sözün nereye varacağını düşünemeyen, öğretmene dil uzatma cüretini kendinde gören, insanların farklılığına hoşgörüyle bakmayan birine siyasi parti lideri diyemem. 
Bir parti lideri düşünün ki Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan, cumhuriyetin karakterini topluma işleyen öğretmenlere siyasi tercihi kendisinden farklı olduğu için öğretmen olarak kabul etmiyor. Genel başkanı olduğu siyasi partinin kurucusu Atatürk, kurduğu cumhuriyetin geleceğini öğretmene teslim etmişken, kendisi de hoşgörüsüzce, ilkelce, faşistçe ve öğretmen eğitiminden nasibini almamışçasına saçma sözlerle, öğretmeni yerme cüretini gösteriyor. Hoş senin gibi birinin onayıyla öğretmen olacaksak olmayalım zaten. CHP’nin acilen bu genel başkan sorununu çözmesi lazım. Çünkü demokrasinin en büyük şansızlığı ve Ak Parti’nin en büyük şansı CHP’nin genel başkanındır. 
Demokrasinin temellerini atan, vatan sevgisini, Allah sevgisini, dürüstlüğü, yaratılana saygıyı ve dünyada güzel olan her şeyi öğreten tüm meslektaşlarım, bu sözden dolayı düşünmemiz lazım. Çünkü bu kişi de bizim eğitim sistemimizden çıktı. Bizler hiç bir öğrencimizi ihmal etmeyip eğitimde unutulan kişi bırakmamalıyız. 
Dünyanın en kutsal mesleğini icra eden biz öğretmenler ufak tefek sözlerden yıpranmayacak kadar yüce duygu ve vakara sahibiz. Öğretmenler bu vakarı, mesleğimize göklerden gelen kutsiyetten alıyoruz. İnanarak söylüyorum ki güneş gibi parlak olan mesleğimiz hiçbir zaman ışığını kaybetmeyecektir.
Öğretmenlik o kadar yüce meslek ki, cumhurbaşkanı hiçbir şey yapmıyorsunuz dese de, bir bakan saçlarımızı kesmeye kalksa da, bir bakan Milli Eğitimin en büyük giderini öğretmen maaşı olarak görse de, bir siyasi parti başkanı fikrimiz farklı diye bizlere öğretmen demese de mesleğimizin yüceliği zerre kadar eksilmez. 
Biz biliyoruz ki, bir millete zarar vermek isteyen önce öğretmene saldırıyor. Terör örgütlerinin hedefinde hep öğretmen oluyor. Kimi saflarını çekerek, kimi öldürerek öğretmenden kurtulmaya çalışıyor. Hiç kimse unutmasın ki, biz Türkiye Cumhuriyeti’nin öğretmenleri olarak, bu millet ve devlet için, tüm hedef olmalara rağmen kutsi görevimiz layıkıyla yapmaya devam edeceğiz.
 Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak öğretmenliğimize dil uzatacak her kişi ve kuruluşun karşısında dimdik duruyoruz. Öğretmen bir milletin baş tacı olmadıkça o milletin devleti ihya olmayacaktır. 

             Veysel FIRAT
Demokrat Eğitimciler Sendikası