• Haberler
  • Ahmet Turgut 'Edebiyat ve Sembolün Dili' Başlıklı Konferansta Konuştu

Ahmet Turgut 'Edebiyat ve Sembolün Dili' Başlıklı Konferansta Konuştu

İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen 'Edebiyat ve Sembolün Dili' başlıklı konferansta Yazar-Senarist Ahmet Turgut konuştu.   Hoca Ahmet Yesevî Konferans Salonu'ndaki konferansa Rektör Prof. D

İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen “Edebiyat ve Sembolün Dili” başlıklı konferansta Yazar-Senarist Ahmet Turgut konuştu.   Hoca Ahmet Yesevî Konferans Salonu’ndaki konferansa Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Özdemir, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Cafer Mum, akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.   Fransızca veya İngilizce “Literature” olarak anılan edebiyatın,  “litera veya letter” kökünden yani harften-mektuptan türediğini ve haberleşme aracı olarak görüldüğünü belirten Yazar-Senarist Ahmet Turgut, Türkçede kullandığımız edebiyat kelimesinin ise “edeb” kelimesinden geldiğini, görgüyü ve terbiyeyi işaret ettiğini söyledi.   Edebiyatın diğer sanatlarda olduğu gibi akademia eliyle öğrenilmesi gerektiğini ifade eden Ahmet Turgut, “Fakülteler, doğaları gereği gözlemlenebilen-ölçülebilen, ispat edilebilen disiplinlerin eğitimlerini verirler. Seküler-beşeri sahada akademia ile fakülte arasında beliren farkın irfani ayağında ise medrese-tekke ayrımı vardır. Haddizatında “edep” bahisleri medresenin değil tekkelerin müfredatında yer alır. Tekkelerin kaldırılması gibi akademiler de kalkmıştır modern dünyada. Artık akademi sözcüğü fakülte çağrıştırıyor.” dedi.   Günümüz Türkçesinde “Simge” olarak adlandırılan şeylere Osmanlıcada “Remiz” denildiğini, gerekçesinin ise “Sembolein”in  zamanla “Sembol” olarak da kullanıldığını, bu kelimenin anavatanı olan eski Yunanda “Buluşmak, birleşmek” manasında olduğunu söyleyen Ahmet Turgut, “Yakın mana ikliminde yer alan ‘Gösterge’ ve ‘İkon’ sözcükleriyle simge-sembolün farkları vardır. Gösterge doğal ilişkiler üzerine kuruludur. Bu yönüyle alamet kelimesine daha yakındır. İkon Türkçede ‘İmge’ ile eş anlamlıdır. Benzerlikleri vurgular. Ortak özellikleri hatırlatır. Kiliselerde yer alan kutsal heykellere İkona denilmesi de buna benzer. Gerçek değillerdir. Ama gerçeği hatırlatırlar. Simgeler ise bir yönüyle alamettir. Muhatabının yaşamı-varlığı-çevreyi okumasını tetikler. Bir yönüyle imgedir. Gerçeği anımsatır. Tahayyül yeteneğimizi tahrik edip yaşanmış duygu ve düşünceyle anlamlı deneyimleri ‘yeniden canlandırmaya’ olanak verir. Edebi metinler akıl ve duyguya aynı anda seslenebilmek için simgesel betimlemelere ağırlık vermiştir. Tasavvufi edebiyatta ise semboller hassaten önem kazanmıştır. Tasavvufi metinler adeta semboller resmigeçididir. Zira şahsiyet inşası veya seyr-i sülük denilen tecrübe daha çok hissi alanda yaşandığı için görünmeyeni görünür kılmak veya hissedileni hissettirebilmek adına teşbihler, temsiller ve alegoriler yoğun şekilde kullanılagelmiştir.” şeklinde konuştu.   Konferansın sonunda Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik tarafından Yazar-Senarist Ahmet Turgut’a, İnönü Üniversitesi Geleneksel El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yapılan porselen tabak hediye edildi.

Bakmadan Geçme