5 bin yıllık tedavi yöntemi: Akupunktur

Akupunktur (Akuterapi) tedavisinin hem özel hem de çok etkili bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Doktor Hatice Kösecik,

Akupunktur (Akuterapi) tedavisinin hem özel hem de çok etkili bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Doktor Hatice Kösecik, Akupunktur tedavisi ehil ellerde ve özellikle doktor tarafından yapılan bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.

Geçmişi 5000 yıla dayanan doğudan batıya, dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp kapsamında olan Akupunktur, ağrı ve stres gibi sorunları hafifletmek için vücudun belirli stratejik noktalarına ince iğneler batırılmasını içeren alternatif tedavi yöntemidir.

Yaygın olarak kulak ve vücutta uygulandığı bilinse de akupunktur, bölgesel sağlık sorunlarının tedavisi için el, saçlı deri, ağız, ayak ve benzeri bölgelerde uygulanabilmektedir.


22 yıldır akupunktur tedavisini yaptığını belirten Tıp Doktoru Hatice Kösecik, konuyla ilgili İLKHA'ya önemli değerlendirmelerde bulunarak Akupunktur tedavisinin tıbbın tamamlayıcısı olduğunu söyledi.

Kösecik, akupunktur, vücut yüzeyindeki bazı nokta ve noktaların yenilenmesiyle beraber yapılan bir tedavi yöntemidir. Tıbbi olarak hastalıklarda tedavi eden sendromları değil tedavi edici yöntem olarak kullandığımız çok etkili ve özel bir tedavi yöntemi olduğunu ifade etti.

"Akupunktur eşittir ağrı tedavisidir"

Hatice Kösecik

Akupunktur tedavisinin yaklaşık beş bin yıllık bir tarihçesi olduğunu söyleyen Kösecik, "İlk zamanlarda Uygur Türklerinin bulduğu bir yöntemdir. Gayet de güzel bir tedavi yöntemidir. Özellikle öfke problemi, kaygı bozukluğu, migren, sinüzit, ağrı, akupunktur eşittir ağrı tedavisidir. Son zamanlarda özellikle gençlerle ve aile danışmanlığı yaparken de gördüğüm üzere öfkede, kaygıda da bazen terapinin yanı sıra çok da etkili olduğunu fark ettim ve gördüm. Hiç bilmediğimiz huzursuz bacak sendromu gibi ya da gerçekten çok zor tedavi edilebilen bazı hastalıklarda tiroit sendromu gibi psikolojik hastalıklarda obsesif kompulsif bozuklukta hem akupunktur hem de akıl terapi dediğimiz terapiyle beraber hastanın yanında iğneleri yaptıktan sonra onu dinleyerek çok güzel sonuçlar alıyoruz.  Çok da tavsiye ettiğimiz bir yöntemdir." diye belirtti.

"Akupunktur tedavisi kanıta dayalı olarak gelmiştir"

Akupunktur kanıta dayalı olarak hastalık teşhisi konmuş geldiğini belirten Kösecik, "Yıllardır fibromiyalji hastasıdır. Her yere gitmiştir. Kökeninde gelip yanında stresi de vardır. Fizik tedaviye gitmiştir, nörolojiye gitmiştir. Hasta 'otuz yıldır ben ağrılarımdan kurtulamadım. Sabahları kalktığımda her yerim ağrıyor.' Her yeri tutuk olarak gelen bir kadın hastadan bahsedelim. Ben de onlar geldiğinde önce bir kan tahliline, kan tablosuna bakıyorum. Durumu inceliyorum. Öncelikle fiziksel olarak baktığımda elbette ki fiziksel hastalıkları var. Olabiliyor ama geri planı çok büyük oranda fibromiyalji stresinde etken olduğunu gördükten sonra akupunktur tedavisiyle haftada bir kere başlıyoruz. Kronik olduğu için ben uçuk acil bir hasta olduğunda akupunkturda haftada üç kere pazartesi, çarşamba, cuma gibi gün ışığında değerlendirebiliriz ama kronik hastalarda haftada bir kere çağırıyorum. Onlarla bilgisayardan daha sonra konuşarak onların bu fibromiyalji sorununa çözüm bulmaya çalışıyoruz." dedi.

"Akupunkturun etki mekanizması hormonları etkiliyor"

Hastanın fiziksel olarak akupunkturun ağrı tedavisinde etkisini gördüğünü ifade eden Kösecik, "Stresinin toparlandığını görüyoruz. Akupunkturun etki mekanizması hormonlara etkiliyor. Üstteki ağır noktalarını etkiliyor. Nörolojik olarak etkiliyor. İlk akupunktur tedavisi biz iğnelerle yaptığımızda bir, üç ve beşinci saatte pik yapıyor. Vücudu kendi hücrelerini uyarıyor. Bütün vücudumuzda aynı olarak ellerimiz ya da her yerimizde bu noktaların öğrenilmesi ve sendromlarına göre semptomlarına göre işaretlenmesi gerekiyor. Çok fazla iğne kullanmamak esastır. Akupunktura geldiğinde ben hastanın yüzüne, gözüne her tarafına yirmiden fazla iğne kullanamam. En fazla on tane iğne kullanarak aslında işlem yapılabiliyor O iğneler de çok minik iğnelerdir. Korkulacak bir tedavi değil. Gayet güzel bir tedavi yöntemi olduğunu belirtmek istiyorum." şeklinde konuştu.

Akupunkturun yan etkisi var mı?

Akupunkturu Türkiye'de mevzuatta hekimler, tıp doktorları ve diş hekimlerinin yapabildiğini söyleyen Kösecik, "Son zamanlarda kuaförlerde de yapıldığını enerji çalışmalarına adım atan hanımların ve malzemecilerin yaptığını görüyoruz. Yanlış uygulamalardan sonra gördüğüm kadarıyla çok büyük sıkıntılarla karşılaşabiliyoruz. Akupunkturu öyle önüne gelenin yapamadığını zaten mevzuattan biliyoruz. Yan etki olursa çok da büyük sıkıntı olduğunu da bilmelerini istiyorum. Yanlış işlem yapılırsa hastayı bayıltabilir. Farklı işlere doğru götürebilir. Akupunktur; enerji tedavisi gibi gösterilmeye çalışılmaya başlandı. Akupunkturu hastaya yapıldığında yüzüne bakıldığında şu noktalarda herhangi bir şekilde hani gördüğüm belirtileri bir doktor, bir hekim hastanın yüzüne baktığında gözünün altına baktığında ya da dişine ya da bir yerine baktıysa belirti verebilir vücudumuz. Hastaya 'senin beyninde işte hücrelerin ölmüş, senin karaciğerin hasta, böbreklerin yetersiz' diyemem. Bunu demek etik değildir. Bunu yapan insanlarla karşı karşıya kalıyoruz. Doğru, etkili, güzel bir yere gitmelerini tavsiye ediyorum. Hastanelerde artık akupunktur yapılmaya başlandı. Yaptıracakları kişinin hekim olmasına dikkat etmeleri gerekir." diye konuştu. (İLKHA)

Bakmadan Geçme