35. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası Etkinlikleri Bakan Bilgin'in Katılımıyla Başladı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve TİSK Mikrocerrahi Vakfının işbirliğinde yürütülen 35. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası etkinlikleri başladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve TİSK Mikrocerrahi Vakfının işbirliğinde yürütülen 35. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası etkinlikleri başladı. Etkinlikler kapsamında çevrimiçi olarak düzenlenen “Pandemi Sürecinde İSG’de Etkin İşbirliği” programının açılış konuşmasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin gerçekleştirdi.

Ortak akılla hareket edilerek toplumun her katmanında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulmasının temel hedefleri olduğunu vurgulayan Bilgin; "Bu hedefe ulaşmak, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları oluşturmak, çalışma hayatındaki tüm aktörlerin bilimsel disiplinle iş birliği içerisinde olmaları ile mümkün. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yapılan ilk düzenlemeye bakıldığında 19. yüzyılın ikinci yarısında madencilik sektörüne yönelik olduğunu biliyoruz. Daha sonra 1936'da yayımlanan İş Kanunu içerisinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili temel hükümlere yer verilmiştir. Bu tarihten sonra iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzenlemeler yayımlanan iş kanunları içerisinde yer almıştır. En nihayetinde kamu-özel sektör ayrımı gözetilmeksizin tüm çalışanlarımızı kapsayan, çalışanların görüşlerinin alınması ve eğitimi gibi iş sağlığı ve güvenliğindeki yeni yaklaşımların tüm unsurlarını barındıran İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 2012 yılında yayımlanmıştır." ifadelerini kullandı.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun önemine değinen Bakan Bilgin, "Ölümlü iş kazası oranındaki bu düşüşte, Kanunumuzun yayımlanmasının yanı sıra iş kazası ve meslek hastalıklarının sıkça yaşandığı özellikle inşaat, maden ve tarım sektörlerinde yürütmüş olduğumuz hizmetler, çalışma hayatında yer alan aktörlerle yaptığımız işbirlikleri ve 84 milyon vatandaşımız için güvenlik kültürünün yaygınlaşması amacıyla yapılan tüm faaliyetler etkili olmuştur." dedi.

Bilgin,  "2012 yılından itibaren yapılan yasal düzenlemeler ile işyerlerinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü işverenler nezdinde kolaylaştırılmış ve iş sağlığı güvenliği hizmetlerine erişim çok daha mümkün kılınmıştır.

Destek ve teşviklerimize gelince, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan ve 10'dan az çalışanı olan mikro işletmelerimize iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde kullanılmak üzere devlet desteği sağlıyoruz. Ayrıca işyerlerinde üç yıl içinde ölümle veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası görülmemesi halinde, çalışanların işsizlik sigortası işveren payı bir sonraki takvim yılından itibaren geçerli olmak üzere ve üç yıl süreyle yarı yarıya azaltılarak alınmaktadır. Bu destek ve teşviklerden işverenlerimizin istifade etmesi, yaşanması muhtemel kazaların ve hastalıkların azalmasına da katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda sendikalardan ve bu işyerlerinin bağlı olduğu odalardan, işverenlerimizin bu desteği alabilmeleri için rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinde bulunmalarını beklediğimizi ifade etmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Bilgin, 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıftaki küçük işletmelerin işveren veya işveren vekillerinin, alacakları eğitimle İSG Hizmeti sunma konusunda gerekli sertifikaya sahip olabileceğine dikkati çekerek, "Düzenlemeyle kendi işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını kendilerinin yürütmesinin önünü açtık. Bu düzenleme sayesinde bugün 65 bin 186 işveren/işveren vekilimiz sertifika sahibi konumundadır." bilgisini verdi.

Toplumda iş sağlığı ve güvenliği kültürün yaygınlaştırılması için "Türkiye'nin İş Sağlığı ve Güvenliği Ödülleri"ni geleneksel hale getireceklerini belirten Bilgin şunları söyledi:

"Teşvik, destek ve güçlü bir yasal zeminin yanında, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün içselleştirilmesi ve bu alanda kalıcı iyileşme sağlanması için toplumun her katmanına ulaşacak çalışmalara ağırlık verilmiştir. Geleneksel hale getireceğimiz 'Türkiye’nin İş Sağlığı ve Güvenliği Ödülleri' ile yediden yetmişe, tüm eğitim ve öğretim seviyelerinde ve çalışma hayatının tüm taraflarında bu kültürün geliştirilmesi amacıyla yarışmalar gerçekleştireceğiz. Bunun yanında, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda iletişimin güçlü hale getirilmesi amacıyla 'Güçlü İletişim Güvenli İşyeri' temalı iyi uygulama yarışması için işyerlerimizden 100'e yakın başvuru aldık. Başvuru süreci sonrasında titizlikle değerlendirmelerimizi yaparak bu etkinliğimiz içerisinde kazananları törenle ilan ettik ve ödüllerini sunduk."

Bilgin,  "İnsan hayatı için bu denli önemli olan iş sağlığı ve güvenliği konusunu ülkemiz gündeminde tutmak ve iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltmak için kamu, özel sektör ayrımı yapılmaksızın tüm tarafların topyekûn mücadele etmesi bizim için önemlidir." dedi.

Türkiye'de Covid-19'un görüldüğü günden itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarının aldığı tedbirlere ilaveten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da önlem ve destek paketleri açıkladığını belirten Bilgin, "Bu süreçte çalışma hayatının da en az şekilde etkilenmesine yönelik tüm birimlerimizle yoğun bir şekilde çalışmaya başladık. Bakanlığımızca, işverenlerimizi ve çalışanlarımızı Covid-19 hastalığından korumak üzere ilk etapta işyerlerinde alınması gereken önlemleri duyurduk. Ayrıca, sahada hizmet sunan 47 binin üzerinde İSG profesyonelimize yol gösterici kılavuzlar hazırlayarak kendilerini seferber ettik. Bu noktada özellikle bu küresel salgın döneminde İSG profesyonellerinin gösterdikleri üstün çaba nedeniyle kendilerine teşekkür etmek isterim. Oluşturduğumuz bilim kurulu marifetiyle işyerlerimizde salgınla mücadelede iş sağlığı ve güvenliği yönünden dikkat edilmesi gereken hususları içeren sektörel kılavuzlar yayımladık. Ayrıca, öncelikli olarak Covid-19'un yayılım riski yüksek olan ve etkileşimin fazla olduğu çeşitli çalışma alanlarına yönelik rehberler, kontrol listeleri ve videolar hazırlayarak tüm tarafların hizmetine sunduk. Sosyal devlet ilkemizden taviz vermeyerek ilerleyen dönemde işverenlerimiz, çalışanlarımız ve kendilerine rehberlik eden sahadaki İSG profesyonellerimiz ile Bakanlığımızca iş sağlığı güvenliği konusunda sıfır tolerans ilkesiyle hareket ederek daha sağlıklı ve güvenli bir gelecek inşa edeceğimize inanıyorum ve bu bağlamda İş Sağlığı ve Güvenliği Haftamızı kutluyorum." ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme