15 Temmuz Bilinci Doğru Yerleşmeli

Evvela 15 Temmuz 2016 Gecesi kendilerini öne atarak canlarını feda eden şehitlerimize Allah'tan rahmet ve Peygamberimize komşu olmalarını diliyorum.

Evvela 15 Temmuz 2016 Gecesi kendilerini öne atarak canlarını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet ve Peygamberimize komşu olmalarını diliyorum. O gece sokakları doldurarak din, devlet, vatan ve millet düşmanlarına manevra alanı bırakmayıp vatanı işgal girişimine engel olan zeki, ileri görüşlü, akıllı, vatansever ve seçkin milletimize şükranlarımızı sunuyoruz.

15 Temmuz Ülkeyi İşgal ve Darbe girişimi kısa sürdüğü için hafızalarımızdan çabuk silindi ve ciddiyeti bazı güruhlar tarafından tam olarak algılanmadı. Bu darbenin bastırılması saatleri değil de günleri alsaydı yüz binlerce can kaybı, milyarlarca lira, milyonlarca kapanmayacak yara,  yıllarca sürecek toplumsal travma ve burada saymakla bitiremeyeceğimiz nice kayıplarımız olacaktı. Şükürler olsun ki Halkımızın zekâsı ve cesareti, yöneticilerimizin basiret-cesaret ve kararlılığı, ordumuzun içindeki vatansever askerlerimizin varlığı sayesinde bu çapulcu sürürsü bertaraf edilmiş devlet ve millet olarak ucuz atlattık.

Ancak toplumda 15 Temmuz’un önem algısı doğru ve tam olarak yerleşmemiştir. Sıradan bir olaymış gibi değerlendiriliyor oysa ki Tarihimizin belki de en önemli olayları arasında yer almaktadır.

 Bir grup bu olaya, ‘’ Çıkarları çatıştı birbirine düştüler, bırakalım birbirini yesinler.’’ mantığıyla bakıyor. Oysa ki bu çatışma seçilmişlerin elinden devletin yönetimini devralma çatışmasıydı. Başarılı olsalardı, iktidarda Fetöş olacak ve  seçim  yapmadan kral gibi ölene dek ülkeyi yönetecekti. O öldükten sonra da yeni bir badem bıyıklı yönetmeye devam edecekti. Halk başına takke takıp badem bıyıklarıyla  ‘’Gülen’’ marka giyim, gıda ve sanayi ürünlerini tüketerek kendi ülkesinde parya olarak yaşayacaktı. Şimdi Ak Parti iktidar da seçimle gelir seçimle gider. Bu mu birbirine düşmek. Aradaki farkı idrak etmek gerek.

Bir grup var ki ‘’Bu darbe Ak Parti’ye yapıldı bizi ilgilendirmez.’’ mantığıyla bakıyor. Ama iş böyle değildir. Bu, ne parti meselesi ne de din meselesidir. Bu tamamen bir devleti ele geçirip bir milleti köleleştirme girişiminden başka bir şey değildir. İktidarda ki seçilmiş parti ister oy verdiğim parti olsun ister oy vermediğim parti olsun o milli iradenin tecellisidir. Sahip çıkmalı yanında olmalıyız. Böyle yapmazsak ileri ki zaman da birileri gelir bizim oy verdiğimiz partiye darbe yapar. Demokrasi kültürüne sahip çıkmalıyız. 

Bir grup da var ki, bu olayları hükümet kendi açığını kapatmak için tezgâhladı diyor. Yani başkenti hükümet bombalatmış, tankları hükümet kendisine karşı yürütmüş, kendi Cumhurbaşkanına binlerce mermiyi sıktırmış. Ya hükümet zaten her şeye hakim her şey elinde, niye böyle bir tezgah kursun. Zaten bu iddia gülünç ve tam bir FETÖ dilidir.

Bir ülkenin başkentinin,  meclisinsin, emniyet genel müdürlüğünün, Özel Hareket Daire Başkanlığını ve Cumhurbaşkanlığının bombalanması unutulacak ve unutturulacak bir şey değildir. Cumhuriyetimize, demokrasimize ve özgürlüğümüze karşı yapılanları unutmayıp unutturmayacağız.

Demokrat Eğitimciler Sendikası her zaman Milli İrade’nin yanında olmuş ve yanında olmaya da devam edecektir. Darbelerin kime yapıldığına değil yapılmış olmasına bakıp karşısında olmalıyız. Bedel ödeyerek kazandığımız Demokrasi kültürünü ve özgürlüklerimiz uğruna daha nice bedeller ödemeye hazırız.

    Veysel FIRAT

Des Malatya İl Başkanı

Bakmadan Geçme