10 Ocak Tarımsal Eğitim-Öğretimin Yıl Dönümü
Fevzi ÇİÇEK TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Bşk.
Her canlı yaşadığı sürece beslenmeye ve dolayısı ile besine ihtiyaç duyar. Her canlı gibi insanoğlu da var olduğu günden bu yana beslenme ihtiyacı duymaktadır. Bu nedenledir ki insanoğlu beslenmenin ana kaynağı gıda, gıdanın kaynağı da tarım olduğu gerçeğini yok sayamamıştır. Tarımsal faaliyetler neolitik dönemde başlayarak günümüze kadar şekil değiştirerek, mekân değiştirerek, zaman değiştirerek üretime devam etmiştir. İnsanlık tarihi kadar eski ve bu kadar köklü bir faaliyetin tabi ki eğitimi de köklü olacaktır. Dünya ülkelerinde tarımsal eğitim bir birinden dönemsel, mekânsal ve sistemsel olarak farklılıklar gösterse de her dönem varlığını güncelleyerek sürdürmüştür.
Ülkemizde düzenli tarımsal eğitim 10 Ocak 1846 yılında başlaması nedeni ile her yıl 10 Ocak Zirai Eğitim-Öğretimin yıl dönümüdür. 10 Ocak tarihinin içinde bulunduğu hafta ise tarım haftası olarak kutlanmaktadır. Bu yıl Tarımsal Eğitim-Öğretiminin 174. Yıl dönümünü kutluyoruz. Toplumsal hayatın vazgeçilmez parçası olan uygarlık tarihinin en eski ekonomik faaliyeti olma özelliğini kaybetmemiş olan tarımsal faaliyetin sistemli ve düzenli eğitiminin kutlaması da bizleri her zaman heyecanlandırmıştır. Bu haklı heyecanın nedeni ise; sanayicisi, teknik elemanı, öğrencisi, çiftçisi ile kısaca toplumun her kesimini ilgilendirmesidir.
Hiçbir gelişmiş ülke yok ki tarımını geliştirmeden sanayisi geliştirsin. Çünkü tarım ve tarımsal faaliyet gıda üretiminden, iş gücü istihdamına, ekonomik gelirden, toplumların gelişmişlik seviyelerinin göstergelerine kadar, ilkel toplumlarda da modern toplumlarda da önemini her zaman korumuştur. Bu kadar köklü ve güncelliğini her zaman koruyan faaliyet ne yazık ki hiçbir dönem hak ettiği desteği bulamamış, her zaman ikincil durumda kalmıştır.
Çünkü tarım alanları her geçen gün daralmaktadır, yeterli destek verilmemesi nedeni ile tarımla uğraşan nüfus azalmaktadır, tarım alanları üretimden tasfiye edilmektedir, girdi maliyetleri artarken üreticinin eline geçen gelir azalmaktadır, piyasa şartları ile rekabet edememektedir, nihayetinde üretici üretim alanından tasfiye edilerek sosyal desteğe muhtaç hale gelmektedir. Bu ise sektörün dolayısı ile gıdanın tekelleşmesine neden olmuştur. Oysa bütün bilim insanları geleceğin en önemli zenginlik kaynağı gıda ve su olacağı gerçeğini sıklıkla bilimsel olarak açıklamaktadır. Tarımsal üretimi gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi Ülkemizde de üzerinde hassasiyetle durmamız gereken, uzun vadeli politikalar geliştirmemiz gereken en önemli konu olduğunu ortaya koymaktadır.
Şu gerçeği de hatırlatmadan geçemeyeceğim; Gelecek dönemlerde en zengin ülkeler tükettiğinden daha fazla tarımsal üretim yapan ülkeler olacaktır.
Bu nedenle içinde tarım haftasını barındıran bu günlerde tarımın toplumun her kesimine olan etkisi nedeni ile doğal kaynakların korunması, tarımın, gıdanın, insan sağlığının temelini oluşturan tarımsal faaliyetin önemini bir kez daha hatırlatmış olmayı ümit ediyoruz.
Ayrıca aynı günün ülkemizde “Çalışan Gazeteciler Günü” olması nedeni ile bu sektörde ter döken, koşan, koşuşturan, alın teri ile mesleğini icra etmeye çalışan bütün medya mensuplarının da hatırlanması dileğiyle günlerini kutluyorum.