Veysel Fırat

YABANCI DİLDE EĞİTİMİN GARABETİ

Veysel Fırat

Yabancı dilde eğitime karşı olmak cesaret isteyen bir fikir haline gelmiş ne yazıkki. Buna dair bir görüş öne sürsen aşağılanıp, dışlanıyorsun. Herkeste, geri kafalı, çağdaş eğitimden uzak, cahil bir insan ön yargısı oluştuğunu çok iyi biliyorum. Ancak millet ne düşünürse düşünsün ben biliyorum ki yabancı dilde eğitim saçmalıktır ve genç beyinlerimizi bilimle uğraşmamaları için meşgul etmekten başka bir şey değildir.  Ne kadar garipsenirse garipsensin ne kadar yakıştırılmazsa yakıştırılmasın biliyorum ki, yabancı dilde eğitim bir milletin zeki çocuklarına yapılan en büyük haksızlıktır. 
Bu çocuklar ki ülkemin en güzel üniversitelerinde eğitim alırken başkasının dilini öğrenmekten kendi alanınında eğitim yapamaz hale geliyorlar.  Dil öğrenmek ayrı bir alandır, yetenektir ayrı bir zeka türürdür. Howard Gardner’ın çoklu zeka kuramına göre şekillendirdiğimiz bir eğitim sisteminde, matematiksel zekaya sahip mühendislik ve tıp okuyan çocuklarımıza, ilgi alanlarında olmayan dil eğitimini mecbur tutuyoruz. Bir yıl hazırlık sınıfı adı altında yarım yamalak İngilizce öğretiyoruz. Yarım yamalak öğrendiği İngilizceyle, yine yarım yamalak İngilizce bilen hocalardan ders aldırmaya çalışıyoruz. Dile hakim olmayan bir hoca ve öğrenci ne kadar anlaşabilir ne kadar öğretir ya da öğrenebilir ki? 
Bu çocukların bir yılı dil öğretme bahanesiyle ellerinden alınıyor. Geri kalan dört yılda da bilmediği bir dil ile  eğitim vererek tam öğrenmeyi sağlanamıyor. Mezun olan çocuklarımız özgüvenleri yerde, eksik bilgilerle aldıkları diploma ellerinde bilim dünyasına ve iş hayatına atılıyorlar. Ancak dil dayatması yakalarını yine bırakmıyor. Makale yazacaksan İngilizce yazacaksın. Yüksek lisans ve doktora yapacaksan İngilizce barajını aşacaksın. İngilizce’yi öğrenmediysen hiç bir şey yapamayacaksın. Nihayetinde  bu çocuklarımız sahtakarlığa başvuruyorlar. Araştırmalarını, makalelerini Türkçe yazıp parayla çeviri yaptırarak bilim dünyasında yer almaya çalılşıyorlar. Bu cenderenin içinde eğitim alan o zeki öğrencilerimizin yeni bir buluş, icat geliştirmesini beklemek ne kadar anlamsızsa yabancı dilde eğitim de o kadar anlamsızdır.
Sömürgeci devletlerin sömürdükleri milletleri aşağılamak ve bu aşağılanmışlığı kültürel genlerine yerleştirmek için kendi dillerini de yücelterek, yabancı dilde eğitimi dayatmışlardır. Bu sayede öz güvenleri alınmış milletleri kontrol altında tutmaktadırlar. Bilimde ve teknolojide geri bırakmak, sömürü düzeninin devamını sağlamak için, ‘’bilim dili’’ safsatasıyla o gencecik beyinlerin zamanını ve enerjisini kendi dillerini öğrenmeyle meşgul edip bilimsel ya da Ar-Ge çalışmalarına zaman ayırmalarına engel olunuyor. 
İngilizce konuşmayanın dışlandığı bir bilim yuvası haline gelmiş kurumlarımız. Türkiye’nin en iyi öğrencilerinin bulunduğu üniversitelerde yabancı dil ağırlıklı eğitim var. Bu üniversiteler yaptıkları yabancı dilde eğitimle övünüyorlar. Bu üniversitelerde nezun olan çocuklar yurt dışında iş buluyorlarmış. Övünce bak. ‘’Yurt dışında iş bulmak.’’ Bu üniversiteler  Türkiye’ye mi insan yetiştiriyor yoksa yurt dışına mı? Ya da şöyle sorayım, bu üniversiteler nitelikli beyin göçü için kurulmuş bir tezgah mı? 
Artık sömürü kültürü olan yabancı dille eğitimden vazgeçmeliyiz. Zaten onca harcanan emek ve paraya rağmen dil öğretemiyoruz. 
İlkokul 2. Sınıfta İngilizce eğitimine başlayan çocuk 14 yıl sonra ,‘’What is your name.’’ ve ‘’I love you.’’ ile mezun oluyor. O kadar çaba o kadar emek çöp oluyor. Yabancı dilde eğitimin çocuğa okuduğu tıp ya da mühendislik alanında bir şey katmıyorsa buna devam etmenin ne faydası var. Eğer İngilizce bilmek hayat kurtarır  olsaydı dünyada ana dili İngilize olan 379 milyon kişinin başı göğe ererdi. Bu tür davranışlar, tepkiler aşağılık duygusunun tezahurudur. Oysa bizim böyle bir aşağılık duygusuna kapılacak hiç bir nedenimiz yoktur.  
Bir başka milletin diline ne kadar hakim olabilirsin ki onunla eğitim alabilesin. Türkçe gibi kökleri binlerce yıl maziye dayanan bir dile sahip Türk milletinin başka bir dille eğitim yapması hem kadim geçmişimize hem de damarlarımızda ki asil kana yakışmıyor. Daha dün var olan İngilizce ile eğitim bir kenara bırakıp Türkçe ile en ileri düzeyde eğitim verip bilimde ve teknolojide fevkalede ilerleyebiliriz. 
Elbette yabancı dil öğrenelim ama eğtim dili olarak Türkçe’den başka bir dili kullanmayalım. Türkçe eğitimle yetişen mezunlarımız yine farklı dilleri öğrensin. Toplumların eğitim dili yabancı dil olursa o milletler zamanla ana dilini konuşmaz olur. Dilini kaybeden bir millet tarihin derinliklerinde kaybolur.  
 

Yazarın Diğer Yazıları