Havva Tanrıkulu

İnsan Turşusu

Havva Tanrıkulu

Kıymetli yüksek kurulumuza saygılar, sevgiler.

Bugünün söz hakkını  ben almak istiyorum. Toplanın anlatacaklarım var!

Bu sefer toplanış amacımız toplanacak bir şey bulamadığımızdan ötürüdür. Anlatacak bir şeyi olmamasına rağmen suçlu görülüp işkenceye maruz kalan mahkumlar misali köşeme çekilip ağlamak istiyorum. Canımın acısından değil , nasıl buraya düştüğümü hesap edemiyorum, o yüzden.

Sesim güzel olmasa da saatlerce şarkı söylemek istiyorum . Kimse beni dinlemese de  saatlerce konuşmak istiyorum, ne anlatacağımı bende bilmiyorum.Yalnızca sesim duyulsun yeter .

Ne söyleyeceğimi bilmediğim gibi ne yazacağımı da bilmiyorum . Sanat toplum için mi? yoksa sanat için mi?   Onu da bilmiyorum. Çevremi gözlemliyorum sadece .

Hiç layık olmasa da dört bir yandan takdir edilenler, her gün kötüler daha kötü olsun diye şehit olanlar ,çöpten ekmek çıkaranlar, altın tahta oturup fakir edebiyatı yapanlar,dilenenler, diplomatlar, falanlar filanlar…

Peki ben bunların neresindeyim? onu  sorguluyorum.

Ne altın tahta oturacak kadar zengin ne de çöpten ekmek çıkaracak kadar fakirim.

Ne acıdan ölecek kadar hüzünlü ne de mutluluktan ağlayacak kadar sevinçliyim.

Neyim ben peki?

Hepinizden nefret edecek güvensizim.

 Herkesin gözünü bağlayıp görmek istemediği prensesim.

Çirkinliğinden ötürü kimsenin sevmediği kurbağaları sevecek kadar  naifim.

Tüm iyi niyetinden vurulanların iç sesiyim.

Cenaze törenlerine siyah gözlükle gelip, kırmızı kravat takanlara bakan gözlerin nefretiyim.

Daha olmamış insan turşusuyum ben.Tuzum az geldiği için çürümedim ama sirkem çok geldiği için sertleştim.

Ben daha olmadım ve hiçbir hesap daha görülmedi.Bir gün birileri  açacak bu  kavanozun kapağını ve ben o gün hepinizi uyandıracağım.

                                                                                                                           Havva TANRIKULU

 

Yazarın Diğer Yazıları