Korona...
Iflahımızı kesti...
Herkes sağlık telaşında...
Dile kolay bu akşam itibariyle 4 bin canımız gitti.
Kiminin annesi...
Kiminin ablası...
Kiminin babası...
Meret, o kadar hızlı yayılıyor ki..
Maalesef kimseye de acımıyor.
Sırat köprüsünde insanlık...
Süreç kolay geçmiyor.
Karar vermek kolay değil...
Sorumluluk almak hiç kolay değil.
Ekonomi ne olacak?
Psikolojik hasarın faturası ne olacak?
Sosyal hasarın bedeli ne olacak?
Sorular... Sorular...
İktidar sahipleri ki ben ona Devlet diyorum: gece gündüz çırpınıyor. Yapılanlar ortada...
Elbette devletle yani iktidarla karın ağrısı olanlar hariç!
Yani muhalefet...
Başta CHP olmak üzere tayfası...
Muhalefet ne yazık ki güzel ülkemin şanssızlığı...
Korona afeti yaşanırken şunların yaptığına bir bakın...
Orkestra şefi Kemal Kılıçdaroğlu...
Milletin aklıyla adeta alay edercesine erken seçim senaryoları yazıyor.
Devasızların ve geleceği olmayanları koruyup kollama görevini üstleniverdi şimdi de.. Mübarek emanet milletvekili taciri gibi...
Türkiye'yi karanlığa yuvarlayanları Dolmabahçe rezaletini yaşatanları dallandırma budaklandırma sevdasında...
Vallahi pes...
Siyasî olarak yalnızlaştırılması gereken Kandil güdümündeki PKK sevdalılarına kol kanat geren de bu zat...
Korona illetinin pençesindeki Türk milletinin yaşadıklarından zerre habersiz...
Recep Tayyip Erdoğan hazımsızlığı bu zata daha kaç seçim kaybettirecek onun hesabını kendisini bugün bir gun kendi medyası sorgulayacaktır. Bundan eminim!
Zatimuhteremin diğer takıntısı da hepimizin malumu... Ama bilmiyor, çuvallıyor!
"Benim aklım hep Türkiye'dir" diyen Devlet Bahçeli ve etrafında tek yumruk olmuş Türk milliyetçilerini anlamak için daha çok dirsek çürütmesi gerekiyor ama ne gezer...
Devletten dersini alsa da çuvallamaya devam ediyor.
