Murat Palta

SEYİRCİ, FUTBOL, MALATYA ve FIRSAT

Murat Palta

Evkur Malatyaspor final haftalarına her geçen gün yaklaştığımız bugünlerde koltuğu korumaya devam ediyor. Fakat yarış öyle bir yarış ki asla rehavete yer yok. Ligin ikinci yarıları ilk yarılara göre farklıdır. Her takım can havliyle oynar. Alttakiler kimsenin hesabını tutmaz. Sadece kendi not defterine bakar. Bu nedenle tepedeki birçok takım ligin ikinci yarısına puan kayıplarıyla başladı. Daha da devamı gelecektir. İlk ikiyi futbolcular, teknik heyetler değil seyircilerinin verdiği destek ve katkı belirleyecek. Evkur Malatyaspor iç saha maçlarını İstanbul da iyi zemin ve stadyumda oynadı. Seyirci desteği istenilen düzeyde olmasa da yalnız da kalmadı. Şampiyonluk şarkıları dillerde fakat olası yaşanabilecek kazalarda seyircinin tutumu Evkur Malatyasporun nerede olduğunu belirleyecek. 2000’li yıllarda olimpiyat stadında 32 bin kişiye futbol oynayan Evkur Malatyasporun seyircisi yarışta olduğu Göztepe, Eskişehir ve Sivas’ın gerisinde, şehirde bunu hissetmeyince, acaba soruları geliyor aklıma. Takımın desteklenmesi noktasında iyi organize olunamıyor. İstanbul’da yaşayan yüz binin üzerinde Malatyalı var. Bunun sadece 9 bini stadyuma gidiyorsa bir yerde hata yapılıyor. Koşulsuz destek zamanı geldi. Herkes oturup düşünmeli bu vakitten sonra ne yaparız diye, çünkü çok kritik haftalar bu haftadan itibaren başlıyor. Gelelim saha içine Evkur Malatyaspor belki modern futbolun gereklerini yerine getirerek oynamıyor. Zaten bizimde böyle bir beklentimiz yok. Olumlu sonuç alalım yeter diyoruz. Fakat kadro yapısı itibariyle topu ayağa oynayan, sabır oyunu oynayan Evkur Malatyasporun bu oyunu gelecek haftalarda sorunlar yaratabilir. İşte tam burada seyirci devreye girmeli. Teknik heyete, futbolcuya desteğini hissettirmeli. Sonuçlar desteği etkilememeli. İrfan Hoca’nın her hafta sakatlıklar ve cezalı oyuncularından dolayı farklı oyuncu yapısıyla sahaya çıkması da takımın gerçek futbolunu oynamasına engel oluyor. Bu hafta Balıkesir maçına 5 eksikle çıkacak. Altınordu maçında sol bek krizi yaşayan, Parreira gibi 1.ligin en iyi yabancı oyuncusunu sakatlıktan dolayı oynatamayan Evkur Malatyaspor yeni transferlerden sadece Murat Yıldırımdan katkı alırken, Ayite, Ferhat Kiraz, Ahmet Aras ve Sezer’den henüz beklenen katkıyı alamadı. Savunma bloğunun her hafta farklı isimlerden oluşması da bir başka sorun. Oyuncu değişikliklerinde ismi anons edilen futbolcuların davranışlarını ise hatırlatmakta fayda var. Bu sorunlara rağmen saha içinde iyi sonuçlar alınıyor olması bile büyük başarıdır bence. İrfan Hoca’nın bu başarıda payı büyük. Şuan konuşmuyor belki ama yaşadığı zorluğu şu hikayeyle anlatmak isterim. Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş ve sarayın penceresinin önünde oturarak bakalım neler olacak diye söylenmiş!... Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelerek sabahtan öğlene kadar kayanın etrafından dolaşarak saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdiler. Halkından bu kadar vergi alıyor ama yolları temiz tutamıyor. Günün sonuna doğru bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi. İki eliyle kayaya sarılarak, güç bela kayayı itmeye başladı. Kan ter içinde kayayı yolun kenarına çekti. Tam küfeyi sırtına almak üzereydi ki kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Keseyi yerden aldı ve açtı. Kese altın doluydu. Birde kralın notu vardı içinde; “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyordu kral. Köylü bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. “Her engel, yaşam koşullarımızı daha da iyileştirecek iyi bir fırsattır” Süper Lige 3 ay kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları