Mir Murat Demir

Aslolan Çabadır!

Mir Murat Demir

Toplum, insanlar başarıya bakar ve doğal olarak dereceye girmiş olanı, belge almış olanı, birincilikleri, galiplikleri, başarısı dereceli olanları över, iltifatlara tabi tutar, övgülere mahzar eder, soyut ve somut olarak ödüllendirir. Bu tavır, bu tarz doğrudur da gözden kaçırılmayacak bir doğrumuz daha vardır. Çaba gösterilip gayret sarf ediliyorsa, enerji harcanıp disiplinli olarak mücadele veriliyorsa, sonuç ne olursa olsun alkış tutulacak çabadır. Aileler, ebeveynler çok defa aynı hataya düşerler ve sonuca göre taltiflerde bulunur ya da sonuç istenildiği gibi değilse eleştirilere, azim bozuculuğa, yıkıcılığa sebep olurlar, gösterilen çabanın farkında olamazlar. Bu tavır farklılığı azmi, isteği, çabayı artırmaz, ters tepki çıkarır ortaya. Kişi ya hırsını artırıp kuralsız ve disiplinsiz sadece zirveye odaklanır ya da çalışma enerjisinin olumsuz etkilenmesi sonucu kendisini suyun akışına bırakır.
Yazdıklarımdan hemen bir imtihan, sınav hazırlığı çalışmalarına odaklanmayın. Sınav çalışmaları da dâhil olmak üzere tüm proje, çalışma, üretme, var etme uğraşlarıdır. Kişinin yaşı ve sahiplikleri bilgi ve birikimleri sadece ayrıntıda kalan değerlerdir. İnsan doğru bildiği, yapmak istediği her ne ise çaba gösteriyorsa, çabasında samimi ise, çabaladığı şeyin gerçek olması için plan ve program dâhilinde mücadele edip emek veriyorsa, emek değerlidir, çaba en değerlisi.
Yaşadığımız yıllara da önceki asırlara da baktığımızda, okuyup izlediğimizde belirgin olan şu farkı görürüz. Başaranlar, başarılı olanlar, herhangi bir sınav ya da yarışın birincileri, dereceye girenleri değil, hedeflediği için çabasını disiplinli şekliyle hayatları boyunca sürdürenlerdir. Azim başarıya götürdüğü gibi insanın ruhunu da okşar, mutlu kılar. Hırs ise kural dışılık, illegal yapılanma, yıkıcılığı kendi içinde barındırır. Başarı değil aslolan çabadır övgüye değer.
..
E=MC2 formülü ile zihinlerimize kazınan, fizik alanındaki icatları ile tarihteki önemli bilim adamları arasında başlarda yer alan Albert Einstein hakkında oldukça ilginç bilgiler;
1.    Einstein doğduğunda kafası kocaman ve şişman bir bebekti. Doğumundan sonra birkaç hafta yapılan kontroller ile normal bir bebek olduğu ailesine bildirilmişti. Einsten'in çocukluğu diğer çocuklara göre biraz daha yavaş başlamıştı.
2.    Einstein, çocukluğunda çok zor konuşmuştu. Konuşmaya başladığında da çok yavaş konuşuyordu. Einstein 9 yaşına gelene kadar da bu böyle sürdü. Ailesi onun geri zekâlı olduğunu düşünüyordu. Aslında bizim de bildiğimiz gibi böyle bir durum yoktu.
3.    Einstein bir pusuladan ilham almıştı. Einstein’ın bilime ilgili babasının ona yatağında hasta yatarken gösterdiği pusula ile başlamıştı. Pusula, Einstein’in çok ilgisini çekmişti. Einstein, pusulayı defalarca etrafında döndürmesine rağmen içindeki ok aynı noktayı gösterince, uzayda güçlerin olduğunu ve pusulaya etki ettiklerini düşünmüştü.
4.    Einstein Üniversiteye giriş sınavını başaramamıştı. 17 yaşında iken, İsveç Federal Polytechnic okulunun sınavlarına girmişti. Giriş sınavında matematik ve bilim bölümünü geçti. Fakat tarih, yabancı dil, ve coğrafyadan kaldı. Einstein bunun üzerine ticaret okuluna gitti. Bir yıl sonra sınavlara tekrar girerek İsveç Federal Polytechnic okuluna girmeyi başardı.
5.    Einstein ayrıldığı ilk eşi ile ilginç bir anlaşmaya imza atmıştı.
İlk eşi Mileva’nın kabul ettiği anlaşmada Einstein “Benimle, ben istemediğim sürece konuşmayacaksın!” demişti. 2 oğulları olan çiftin evlilikleri, Einstein’in akademik çalışmaları nedeniyle sürekli dünya seyahatine çıktığı için çok yürümüyor ve ayrılıyorlar. Einstein, ayrıldığı eşi ile birlikte yaşarken onunla bir anlaşma imzalıyor. Bu anlaşmanın maddeleri şöyle:

A.
Emin olacaksın!

1- Çamaşır makinesinden çıkan çamaşırlarımın temiz olduğunu kontrol et.

2- Odamda her gün üç çeşit yemek olacak.

3- Yatak odama ve çalışma alanıma girilmeyecek, masamı sadece ben kullanacağım.

B. Benim iznim olmadan kimseyi tanımayacaksın, sosyal ilişki kurmayacaksın.

Bu arada sürekli arada bir perde olduğu halde aynı evde yaşıyorlar. Bu durum bize “Ayrılsak Da Beraberiz” dizisini hatırlatmadı değil.

6.    Einstein’ın Atatürk’e yazdığı mektup!
Almanya da Nazilerce bilim adamlarına başlatılan baskı üzerine Einstein

1933’te Atatürk’e mektup göndererek bu insanların Türkiye'de çalışmasının kabulünü istenmiştir. Bunun sonucunda yüzlerce insan üniversitelerimize gelerek uzun yıllar çalışmış ve üniversitede reforma katkı sağlamışlardır.

7.    Einstein’in Türkiye’de 5 tane dikili ağacı var...
Yapılan araştırmalara göre Einstein’ın hiç Türkiye’ye gelmediği görülüyor. Fakat ülkemizde Einstein adına dikilmiş 5 ağac var. Bu nasıl mı oluyor? 31 Mayıs 2014’te Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenecek olan Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde Einstein adına dikilen ağaçlar için kendisine sertifika bile verilecek.
8.    Einstein, Atom bombasını yapıyor. Amerikalılar 1940'lardan beri atom bombası geliştirmeye çalışıyordu. Albert Einstein'ın "Dikkat edin, Naziler nükleer silahlar üzerine çalışmalar yapıyor" şeklindeki uyarısıyla harekete geçmişlerdi. Lakin 1945'te ilk atom bombası testi başarıyla gerçekleştirildiğinde, Almanya çoktan savaşta havlu atmıştı.
9.    Einstein'in beyni çalındı! 18 Nisan 1955’te Einstein iç kanama geçirdi. 76 yaşında, Princeton Hastanesi’nde gece saat 01.55'te yaşamını yitirdi. Otopsisi sırasında Thomas Stoltz Harvey o gece nöbetteydi ve Einstein'ın ölüm nedenini belirlemesi gerekiyordu. Beyni kafatasından çıkardıktan sonra kendi kendine "Bu dünyamız hakkında herşeyi değiştiren beyindir" demiştir. Einstein öldükten sonra vücudunun putlaştırılarak tapılmasını istemiyordu. Bunun için ailesi tarafından öldükten sonra yakılması fikri ortaya atıldı. Harvey bedeni yakılması için hazırladı. Beyni ise kendi sefer tasına koydu ve evine götürdü. Böylece Einstein'ın beyni çalınmış oldu.
..
Einstein'ın Dünyamız ve insanlık için sunduklarına, bilim dünyasına dair başarıları ile katkılarına vakıf olsak dahi hayat hikâyesinde birincilikler, zirveler, yüksek notlar göremiyoruz. Görüp vakıf olduğumuz ana fikir, merak, öğrenme isteği ve gösterilen çaba, aksatılmadan verilen mücadeledir.
Mir Murat Demir
 

Yazarın Diğer Yazıları