Mehmet Zafer

DÜŞÜNEN NAMERTTİR

Mehmet Zafer

DÜŞÜNEN NAMERTTİR

 

Radyodaydım, canım sıkıldı ve dışarı çıkıp biraz dolaşayım dedim. Aşağı indim ve yönüm belli olmadan öyle dolaşıyordum. Hava hafif yağmurlu ve zaman zaman güneş açıyordu. Yani dolaşmak için harika bir hava vardı. Yolda karşılaştığım tanıdıklarla selamlaşarak yoluma devam ettim. Arada hal hatır sorduklarım oluyordu, uzun zamandır göremediğim birkaç tanıdıkla da ayaküstü hasbihal ettik. Tabiki gündemde seçim vardı. Halk artık bir çok şeyin bilincinde,yapılanları ,yapılamayanları, verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediği konusunda epey bilgi sahibi.

Halkın bilinçlenmesi ne kadar sevindirici olsa da halen basma kalıp sözler kulakları tırmalayıp duruyor. İnsanlarla artık siyasi konularda tartışmama karar almıştım zaten. Herkesi dinliyorum , haklı olan da var, çok abartıp konuşan da. Maalesef ülkemizde söz konusu siyaset olunca herkes siyasetçi. Sözüm meclisten içeri sevgili dostlar. Herkes üzerine alınsın lütfen. Oy vereceğiz, geleceğimiz için kim daha iyi olacak elbette biz karar vereceğiz. Bu kararı verirken karşımızdakilerin de haklılık payını göz ardı etmemeliyiz.

İnönü Caddesi’ndeyim. Çok eskiden beri tanıdığım, sağlam bir ülkücü ağabeyimle karşılaştım. Ben orta okuldayken ülkü ocaklarında tanışmıştım ve o gün bu gündür her zaman fikrine başvururum. Sürekli okuyan, araştıran ve oldukça bilgi sahibi bir ağabeyim. Hal hatır sorulduktan sonra “ gel bir çay içelim gardaş..” dedi. Yakında bir çay ocağına gidip oturduk.

--- Partide ne var ne yok, durumlar nasıl

--- Allah’a çok şükür abi ,gayet iyi gidiyoruz. Zaten halkın da teveccühü ortada. 15 Temmuz sonrası bu ülkenin bizim partiye sempatisi oldukça arttı.

  1. Halk her zaman bize meyilli de gardaş, biz bunun neresindeyiz.?
  2. Abi elimizden geleni yapıyoruz. İl Başkanımız, yöneticilerimiz, ilçe teşkilatları çok iyi çalışıyor, biz de basın olarak bu çalışmayı anında servis yapıyoruz.
  3. Takip ediyorum gardaş, takip ediyorum da ..?

Burada biraz düşündü, başını kaldırıp uzun uzun baktı boşluğa. Sigarasından derin bir nefes çekti.

  • Allah muvaffak etsin, emeklerinizi boşa çıkartmasın
  • Amin. Abi seni partide hiç göremiyorum, yoksa bana mı denk gelmiyor..
  • Yok gardaş yok, ben yıllardır gitmiyorum. Kışla Caddesi’ne bile girmiyorum.
  • Hayırdır abi ?
  • Bizleri küstürdüler, biz bu davaya yıllarımızı verdik, çoluk çocuğumuzu ihmal ettik, yıllarca hapis yattık. Pişman değilim, bugün olsa yine gider yatarım paşa paşa. Bizim davamız Allah içindir, bize bu canı verene canımızı vermeyeceğiz de kim için vereceğiz.
  • Peki abi sorun nedir, neden küstünüz ?
  • Gardaş bir tek ben değilim ki, artık eski saygı kalmamış,büyüğünü küçüğünü bilen yok. Yine sizin kuşak biraz gelenekten haberdar ama yeni kuşak maalesef gelenek nedir bilmez oldu.
  • Abi çok mükemmel gençlerimiz var, partiye gelsen bizzat tanık olursun zaten. Şu anki başkanımız mükemmel biri.

Yine uzun uzun baktı boşluğa , yine sigarasından derin bir nefes çekti.

Daha önceki yıllardan beri bir kırgınlığı olduğunu ve bu yüzden bir daha partiye adım atmayacağı konusunda kendi kendine karar aldığını söyledi. Yıllardır bir çok kişi şu veya bu sebepten dolayı küstürülmüş ve partiye uğramaz olmuş. Partiye yeniden davet ettim,yeni başkanımızla tanışması gerektiğini söyledim. Olmaz deyince , o zaman başkanımı alıp geleyim seni ziyarete. Kaşları çatıldı, yüzüme ters ters baktı “ Bu ne densizliktir, bu ne saygısızlıktır. Koskoca İl Başkanı benim ayağıma mı gelecek.  ? Siz hiç töre bilmez misiniz, gelenek nedir bilmez misiniz.  “

Abi kusura bakma, ben partiye gelmem deyince başkanımı tanımanız için onu getireyim dedim. Başkanımız gerçekten çok mülayım biri dedim. Biliyorum Bülent Başkanımı, biliyorum. Gerekirse ben bizzat ziyaret edip çayını içerim ama başkanımı ayağıma getirtmem…” dedi. İşte ülkücülük,işte milliyetçilik. Allah’a çok şükür ki böyle büyüklerimiz var ve biz bir çok şeyi onlardan öğreniyoruz. Biraz daha sohbet ettik. Ben bu konuyu yazacağım dedim. Adını vermemek şartıyla bana da yemin ettirerek yazmama izin verdi. Kalktık , ben radyoya geleceğim, ağabeyim de evine gidecek. Son olarak döndüm “ Ağabeyim kusurumu bağışla, peki seçim için ne düşünüyorsun, yani oyunu bize verecek misin ?”

Yine kaşlarını çattı ve ters ters yüzüme baktı. “ Düşünen namerttir, Mhp den başka partiye oy mu verilir. Hangi kitapta yazar davaya ihanet etmek..”

Değerli büyüğümün ellerinden öpüyorum. Şuna kızdım, buna gıcık oldum , şu gelse çalışmam, bu gelse oy vermem diyen ülküdaşlarım umarım ders almıştır.Saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları