M. Nurullah Varol

Yeni Bir Devlet İçin Referandum Ve Düşündürdükleri

M. Nurullah Varol

Değerli okurlarım; yüz yıllardır bu bölgede yaşayan Kürt toplumu, bir arada ve bir devlet orada varlık gösterememiştir. Geçen yüz yıllarda yaşanan ortadoğuda ki karışıklıklar döneminde de değişik bölgelerde yaşamlarını sürdürmüştür Kürt toplumunun bireyleri.

Avrupa’nın çizdiği son sınırlarla birlikte bu Kürt toplumunun bireylerinin bir kısmı Irak’a, bir kısmının İran’da, bir kısmı Suriye’de ve bir kısım kürk kardeşimizde Anadolu’da yani Türkiye’mizde yaşamak zorunda kalmıştır. Bu topraklara yerleşen Kürtler geçen zaman süresinde Irak, İran, Suriye ve Türk vatandaşı olmuş özellikle ülkemizde et ve tırnak su ve un gibi karışmış ve Türkiyeli olmuştur.

Bu gün Barzani ile gündeme gelen Referandum ve bağımsız bir Kürdistan hayali ise şu dönemde tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir girişimdir. O tehlikenin adı da Referandum ile bağımsızlığını ilan etmeyi düşünün Kürdistan’dır. Gorran Partisi, birçok Batılı ülke gibi, referandumun ertelenmesini istiyor. Bölgedeki muhalefet partileri referandumun zamanlamasının kötü olduğunu ve iki yıldır toplanmayan meclisten onayı olmadığını belirtiyor.

Batılı ülkelerin çoğu da referandumun ertelenmesinden yana. Bu ülkeler, referandumun, IŞİD’le mücadeleyi etkilemesinden kaygı duyuyor.

Kürt güçleri ve Irak ordusu, IŞİD’e karşı kurulan koalisyonda iki müttefik ancak bağımsızlık için yapılacak oylama, iki yönetim arasındaki gerginlikleri birdenbire alevlendirebilir, ülkede şiddet ortamına neden olabilir. Petrol zengini Kerkük gibi, hem Kürt yönetiminin hem de Bağdat’ın hak iddia ettiği bölgeler var. Ayrıca, oylama IŞİD’le mücadele koalisyonunda olan Irak’ın komşularını da kesinlikle rahatsız edebilir.

Bağdat’taki Irak Parlamentosu bu hafta referandumu reddetti ve referandumun engellenmesi için ne gerekiyorsa yapılacağını bildirdi.

Birleşmiş Milletler temsilcisi, Amerikalı ve İngiliz yetkililer, Perşembe günü, IKYB Başkanı Mesut Barzani’yle görüşerek referandumun ertelenmesini istedi. Barzani geçmişte bu çağrıları dikkate almadı.

Toplantı sonrası Barzani, uluslararası heyetin kendisine farklı bir süreç seçeneği sunduğunu ve bölgedeki diğer yetkililerle görüştükten sonra yakın bir gelecekte kararlarını açıklayacaklarını belirtti.

Ancak Barzani, bugün referandumu ertelemeyeceklerini açıkladı.

En sert karşı çıkanlar kim?!

Batılı yetkililer oylamanın bölgede istikrarsızlığa yol açmasından kaygı duyarken, Irak’ın komşuları, Türkiye, İran ve Suriye, referandumun kendi ülkelerindeki Kürt grupların da bağımsızlık taleplerini güçlendirmesinden endişe ediyor.

Bunların içinde en fazla öne çıkan, birçok ülke tarafından da terörist grup olarak kabul edilen PKK. IŞİD’e karşı Amerika’nın Suriye’de silahlandırdığı YPG de Türkiye tarafından PKK’nın uzantısı olarak görülüyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, referandumu tarihi bir hata olarak niteledi ve Irak’taki Kürtlere, eğer oylama olursa bedel ödeyecekleri uyarısında bulundu.

Ortadoğu’da referandumu açıkça savunan tek ülke İsrail. İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu, İsrail’in, Kürtlerin kendi ülkelerini kurma çabalarını desteklediğini söyledi. İsrail’in Bağdat’la şu an hiçbir diplomatik ilişkisi yok.

IKYB Başkanı Barzani’ye göre, diğer ülkelerden gelen itiraz ve tehditler, referandumun geleceği konusunda herhangi bir etki yapmıyor.

Barzani, bu konuda yerel basına şöyle konuştu: ‘Eğer birileri, Kürt halkının iradesini zorla bastırmaya çalışırsa, meydan açık. Gelip deneyebilirler.’

Yıksa Bağımsızlık hayali mi!?

Tarihi ve kültürel anlamda ‘Kürdistan’ olarak tanımlanan bölge Suriye, Türkiye, Irak ve İran’ın kesiştiği bölgeleri kapsıyor.

20. yüzyılda, Avrupa ülkelerinin çizdiği sınırlar sonrası bölünen Kürtlerin, bağımsızlık hayalleri olduğu bilinen bir gerçek.

Kürdistan Demokrat Parti üyesi Ari Nanakali, ‘Kürtler çok fazla acı çekti’ diyor. Nanakali, IKYB’ deki Kürtlerin yüzde 75’inin referandumda ‘evet’ demesini bekliyor.

1980’lerde, Kuzey Irak’taki Kürtler Saddam Hüseyin tarafından, kimyasal saldırılar, zorunlu göçler dahil birçok saldırıya maruz kaldı. Bu dönemde yaklaşık 182 bin Kürt’ün öldüğü tahmin ediliyor.

IKYB, Irak’ın en güvenli bölgelerinden biri. Bir kaç yıl öncesine kadar bölgenin ekonomisi de hızlı bir büyüme gösteriyordu. Kürtler bunun tekrar sağlanabileceğine inanıyor.

Kürdistan Demokrat Parti üyesi Ari Nanakali, bağımsız bir ülke olduklarında uluslararası anlaşmalar yapabileceklerini ve böylece ekonomik açıdan daha güçlü olabileceklerini savunuyor.

Olası bir referandum girişimi ile Ankara antlaşmasının maddeleri gereğince Irakta yerleşik ve hükmü tüm ülke topraklarında süren bir hükümet olgusu kalmamış olacak. Böle bir gelişme sonucunda da 1926 yılında imzalanan Ankara Antlaşmasının maddeleri gereğince Türkiye direkt olarak Musul ve Kerkük’e girme ve oraya bayrağını dikme hakkını geri almış olacaktır. Yeni Türkiye misak-ı milli sınırlarına tekrar kavuşacaktır. Yıllardır içimizde bir ukde olarak duran bu sorunda dünya devletlerinin gözü önünde ve kendi imzaları gereğince çözülecek ve sınırlarımıza yeniden kavuşacağız.  Yeni onların bir planı var ise şu an ve ileriye yönelik asla unutulmamalı ki eALLAH’ın da bir palanı mutlaka vardır. Ve mutlak galip geçekte tabii ki eALLAH’ın planıdır. Musul ve Kerkük’ün sınırlarımıza katılması ve sonrası yaşanabilecek gelişmeleri de dilerseniz önümüzdeki günlerde kaleme alalım.

Tekrar yeni bir yazıda görüşene kadar sizleri eALLAH’a emanet ediyorum…

Selam, Muhabbet ve daim Dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları