Kaan Peksezer

TOYUMUZ, KUTLU VE MÜBAREK OLSUN

Kaan Peksezer

Türkçülük bir bayrak gibidir; tıpkı Türk bayrağı gibi.Bu bayrağı vatanın her köşesinde durmadan dalgalandırmak her Türk’ün ilk ve milli vazifesidir.” (Mustafa Kemal Atatürk) Türkçülüğün fikir babası merhum Ziya Gökalp’in çok kısa tanımı ile Türkçülük,Türk Milleti’ni sevmektir.Bu tarif, elbette yeterli değildir. Türk olan herkes milletini sever. Milleti sevmek yetmez.Bizi biz yapan değerleri: dilimizi, tarihimizi, kültürümüzü, geleneklerimizi, örf ve âdetlerimizi vatanımızı, bayrağımızı, aynı soydan geldiğimiz halde Misak-ı Millî hudutlarımız dışında kalan insanlarımızı da sevmemiz gerekir. Türkçülük düşüncesi, statik değil, dinamik bir yapıya sahiptir. Bu sebeple değişmez ve klâsik bir tarif yapmak mümkün olmayabilir.Denilebilir ki, Türkçülük; Türk’e has değerleri bilmek ve korumak, Türk Milleti’nin bağımsız olarak daha iyi şartlarda yaşaması için fikir üretmek, Türk Milletine yönelik sevgiyi eyleme dönüştürmektir. Türkçü, bizi biz yapan değerleri bilecek. Bu değerleri sevecek, koruyacak ve daha geniş kitlelere sevdirecek. Kültürlü ve ahlâklı olacak. Giyimde, edebiyatta, müzikte, güzel sanatlarda, beslenme alışkanlıklarında ve hayatın her safhasında Türk gibi düşünmek ve Türk gibi yaşamak her Türkçünün aslî görevidir. Türkçülüğün bir adı da Türk Milliyetçiliği’dir. Genel anlamda milliyetçilik de milletini sevmektir. Başbuğ Atatürk Türk’ü şöyle tarif etmiştir: ”Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.” Atatürk, tam 100 sene önce Türk Tarihinin en az 7 bin yıllık olduğunu söylemiştir.Halbuki okullarda maalesef dünyanın en eski kavmi olarak 4 bin yıllık tarihi ile Yunanlılar sonra da Türkler gösterilmiştir.Konya Çatal Höyük kazılarında Türk Tarihinin en az 10 bin yıllık olduğu tescillenmiştir. Yani Türk ırkı insanlık tarihinin en eski ırkıdır… Bu tarihi gerçek de Türkçülerin Türklüğü neden bu kadar sevdikleri işkenceler çekerek gerekirse bu uğurda can vermelerinin onurlu bir sebebidir. İşte 10 Bin yılı aşkın tarihi ile Türkçülük hareketi, başta komünistler olmak üzere, günümüzde at koşturan liberal ve vahşi kapitalizm savunucularının ödünü koparmıştır. Her yerden ısrarla ‘TÜRK’ adının silinmeye çalışılması işte bundandır.Kendi özürlerini de çok basit bir gerekçe ile kamufle ederler, o gerekçe ‘Irkçılık-Şoven’ yaftası ile insanları sindirmeye çalışmalarıdır. Adı Türk, ruhu Türk, taşı toprağı Türk, insanı Türk olan ülkemizde, yabancı ırk ve fikirlerin hakimiyet kurmasına direnenlere “IRKÇILIK-TURANCILIK” suçlamasıyla tabutluklarda işkence edenlere cevabımızdır bugün. Türkiye Cumhuriyeti‘nin kurucu temellerinden sapmışların, özüne sahip çıkanları susturmasına cevabımızdır bugün.Dönem şartlarında yabancı devletlere şirinlik yapmaya çalışan soytarılara cevabımızdır bugün. Atsızlar’ın, Türkeşler’in, Toganlar’ın, Türkkanlar’ın, Sançarlar’ın, Serdengeçtiler’in, Orkunlar’ın, Gökyaylar’ın ve nice yiğidin sırf TÜRK dedikleri için suçlandıkları gündür bugün.Ve yine onları sırf milliyetçi oldukları gerekçesiyle 19 Mayıs 1944 nutkunda kürsüden suçlayan gafile karşı cevabımızdır bugün. Kürdün, lazın, arabın vs. ukalaca hak hukuk eşitlikten yakındığı bu kutsal topraklarda Türk’ün varlığına kastedenlere, onu yok sayanlara, şanlı mazisini inkar edenlere soylu cevabımızdır bugün. Türkçülük Hareketinin ölümsüz büyükleri başta Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ü, Ziya Gökalp, Necip Asım, Veled Çelebi, Mehmet Emin Resulzade, Ömer Seyfettin, Zeki Velidi Toğan, Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş ve yakın tarih Türkçülerin ‘ATSIZ ATASI’ Hüseyin Nihal Atsız’ı, ismini burada yazamadığım Türkçüleri saygı ve şükranla anıyorum. Türk’çe yaşayıp Türk’çe yaşatanlara,selâm ile , Altay Dağlarından Tuna Nehrine,tüm Türk’lerin Türkçüler Günü Kutlu Olsun. Tanrı Türk’ü ve Yurtlarını Korusun ve Yüceltsin…

Yazarın Diğer Yazıları