Ali Haydar Koyun

Münferit mi, değil mi siz karar verin

Ali Haydar Koyun

Engelliler konusunda ülke insanları olarak gittikçe çok garip ve tuhaf davranmaya başladık.
21.yüzyılın dünyasında gelişmiş olan ülkeler engelli konularında aya giderken bizler ise halen yaya gidiyoruz.
Kâğıt üzerinde çıkarılan birçok yasal ve Anayasal kanunlarımızla gelişmiş ülkeleri yakaladığımızı gururlanarak söyleyen siyasilerimiz olsa da maalesef ki iş uygulamalara geldiğinde yakalamayı bırakın yanından dâhi geçemediğimizi görüyoruz.
Seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilerin konuşmalarına bakacak olursanız çıkarılan kanunlar sayesinde engellilerin cennette yaşadığını sanırsınız.
Konuşmalarının birçoğunda “Şunu yaptık, bunu yaptık, şunu verdik, eksiklerimizin de farkındayız, onları da kısa zamanda gidermeye çalışacağız” gibi sözleri duymanız mümkündür…
Duyduğunuz bu yaptık, ettik gibi konuşmalara bakarak engellilerin cam fanus içerisinde el bebek gül bebek taşındığını ve hiçbir sorun yaşamadıklarını düşünürsünüz. Ki düşünmekte de haklısınız…
Gel gelelim işin aslı öyle dıştan göründüğü gibi değil. Dışı eli yakar içi beni yakar atasözünde vurgulandığı gibi yaşayanlar olarak olayların öyle anlatıldığı gibi olmadığını çok iyi biliyoruz.
Bildiğimiz diğer bir husus ise toplumun geneli de yaşlılar, kimsesizler, sokak çocukları, hayvanlar, doğa vb gibi toplumsal konularda özde değil sözde duyarlı olduğu gibi engelliler konusunda da çok ama çok duyarlı olduklarıdır…
Seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilere ve sözde duyarlı geçinenlere sormak gerekmez mi, anlatıldığı gibi güllük gülistanlık içerisinde yaşıyorsak neden her Allah’ın günü yüzlerce sorun yaşıyoruz öyleyse?
Nasıl sözde duyarlı olduğumuza ve nasıl sorunlar yaşadığımıza gelince sizlere kısaca birkaç örnekle izah etmeye çalışayım…
Son yıllarda medya organlarında sık sık gündeme gelen down sendromlu ya da otizmli engellilere yapılan gelinsiz-damatsız temsili düğün haberlerini izlerken yoğun bir şekilde duygusallaşır ve gözyaşlarımıza hâkim olamayarak ağlarız.
Veya engellilere yapılan fiziksel-cinsel şiddet, istismar ve kötü muamele olaylarıyla ilgili haberleri izlerken sinirlerimize hâkim olamayarak öfke kusar ve suçlular yanımızda olsa onları lime lime edeceğimizi söyleriz.
Ya da Eylül ayında Fox Tv’de başlayan ve ilk bölümünden itibaren büyük bir izlenme oranına sahip olan Mucize Doktor dizisindeki Savant sendromlu ve aynı zamanda otizmli Dr. Ali Vefa'yı izlerken gözlerimizden akan yaşları silmeye mendil yetiştiremeyiz.
Sokağa çıkıp gördüğünüz her insanı durdurup sorsanız herkes engelliler konusunda çok ama çok duyarlıdır. 
Ancak gelin görünkü kazın ayağı öyle göründüğü gibi değildir!
Neden mi böyle söylüyorum? 
Son zamanlarda Aksaray’daki Merkez Mehmetçik İlkokulu'nda veliler tarafından yuhalanarak ayrımcılık kokan sözler ile davranışlara maruz kalan otizmli öğrencilere yapılanları, Kayseri'deki 75. Yıl İstikbal Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi'nde oyuna alınmadığı için küsen zihinsel engelli bir öğrencinin görevlilerce tekmelendiği, Şanlıurfa Haliliye ilçesinde yaşayan kas hastası çocuğun tekerlekli sandalyesinin asansöre sürtünmesiyle bozulduğunu ileri süren komşuları tarafından asansör kullanımının engellenmesi ve İzmir’de bakıcı tarafından engelli bir çocuğa şiddet uygulanmasıyla ilgili haberleri izlediyseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Sözün özü olarak, gerek temsili düğünleri, gerek her türlü istismar edenleri gerekse de Mucize Doktor dizisinde Dr. Ali Vefa'yı izlerken duyarlı geçinenler arasında eminim ki otizmli çocukları yuhalayan ailelerden bazıları da vardır.
İşte bu durum toplumun belli bir kesiminin hâlâ engelliler konusunda riyakârlık yaptığını gösteriyor. Bu insanlara özde değil de sözde duyarlı denilmezde ne denir?  
Engellileri sadece dizilerde izleyelim, duygu seline kapılarak timsah gözyaşları dökelim ama onlar ne yanımıza ne de yöremize uğramasın deriz. Engelliler, ne komşumuz olsun, ne aynı okula gidelim, ne kızımızı verelim ya da oğlumuza gelin olarak alalım, ne aynı işyerinde çalışalım, ne lokantamıza, mağazamıza gelsinler ne de aynı ortamı paylaşalım deriz.
İşte güzel yurdumun insanları tarafından yapılanlara riyakârlık değil de ne denir?
Sanmayın ki bu olaylar sadece bakanın dediği gibi “münferit” olarak arada bir oluyor! İnanınki bu tür olaylar her gün her şehirde yaşanmaktadır.
 

Yazarın Diğer Yazıları