Üniversitelerin Ve Bilimin Önündeki En Büyük Engel Yök Kaldırılsın!

Üniversitelerin Ve Bilimin Önündeki En Büyük Engel Yök Kaldırılsın!

6 Kasım, 38 yıldan bu yana özerk üniversitelerin, akademik özgürlüğün, bilimin ve akademisyenlerin üzerine bir karanlık olarak çöken YÖK’ün kurulduğu tarih.

12 Eylül darbesinin ardından üniversiteler üzerinde baskı aracı olması için kurulan YÖK, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar ile daha baskıcı ve hukuk dışı bir kurum haline gelmiştir.

AKP, kontrolüne aldığı YÖK’ün kurumsal yapısının sağladığı baskıcı imkânları sonuna kadar kullanmıştır. Devletin muhalif tüm kesimlere karşı şiddet araçlarını sınırsızca kullandığı bir dönemde üniversiteler, YÖK, rektörlükler ve polis eliyle zapturapt altına alınmak istenmiş ve soruşturma, sürgün, ihraç, psikolojik baskı, kadro vermeme gibi uygulamaların sayısında artış yaşanmıştır. Üniversiteler sermayenin arka bahçesi haline gelirken, üniversite öğrencileri de kağıt parçasına dönüşen diplomaları ile sermayenin ucuz iş gücü olarak güvencesiz çalışmaya, işsizliğe sürüklenerek, geleceksizleştirilmektedir.

2002 yılında ilk defa iktidara geldiğinde 12 Eylül askeri darbesinin ürünü, YÖK’ü kaldıracağını ve üniversiteleri özerkleştireceğini söyleyen AKP’nin, 17 yıllık iktidarı döneminde YÖK’ün kaldırılmasının aksine, üniversiteler bilimsel özgürlüklerini ve kurumsal özerkliklerini tamamen kaybetmiştir.

676 sayılı KHK ile demokratikliği zaten tartışmalı olan rektörlük seçimleri tamamen kaldırılmış ve üniversiteler doğrudan saraya bağlanmıştır. Daha önceleri rektörlük seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlara saygı gösterilmeden istediğini atayan Cumhurbaşkanlığı makamı artık istediği kişiyi istediği üniversiteye rektör olarak atamaktadır. Liyakat ve akademik yeterliliğin yerini, iktidara yakınlık ve biat kültürü almış, özgür ve eleştirel düşünceye darbe vurulmuştur.

Bugün üniversitelerimiz, doğrudan siyasal iktidar ya da YÖK aracılığıyla antidemokratik uygulamalar altında eziliyor, karanlığa ve yıkıma sürükleniyor. Üniversitelerimizin yaşaması ve toplumsal işlevlerini yerine getirebilmeleri için özgür düşünce ve özerklik şarttır. Üniversitelerin özerk-demokratik bir yapıya kavuşması için 12 Eylül’ün artığı olan YÖK kaldırılmalıdır.

Eğitim-İş, YÖK'ün kaldırılması ve üniversitelerin kamusal ve demokratik bir anlayış temelinde yeniden yapılandırılması için, bilim insanları, eğitim emekçileri ve öğrencilerin sürdürdüğü mücadelenin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yanında ve onlarla dayanışma içinde olacaktır.

                                                                                                                   Hatem DENKTAŞ

                                                                                          Eğitim İş Malatya Şube Başkanı

Bakmadan Geçme