Sürdürülebilir Gıda Ve Tarım Ekonomi Her Ülkenin Hedefi/ Güvenli Ve Yeterli Gıdaya Erişim Her Ferdin Hakkı Olmalı

Sürdürülebilir Gıda Ve Tarım Ekonomi Her Ülkenin Hedefi/ Güvenli Ve Yeterli Gıdaya Erişim Her Ferdin Hakkı Olmalı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün kuruluş tarihi olan 16 Ekim Dünya Gıda Günü olarak kutlanmaktadır. Her yıl FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Dünya Gıda Günü etkinliklerinde, gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konular gündeme taşınarak küresel anlamda büyük önem arz eden açlık ve açlıkla mücadeleye dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. 
Bu kapsamda başta yeterli ve dengeli beslenme ve açlık problemleri olmak üzere süründürülebilir tarımsal üretim politikaları, sonuçları, üretim zinciri, sağlıklı, hijyen gıdaya erişim gibi bugün dünyanın birçok yerinde yaşanan problemlere hem dikkat çekmek hem de çözüm üretmek hedeflenmektedir. 
BM`nin raporuna göre 821,6 milyon insan yani dünya nüfusunun yüzde 11 açlık çekmektedir. Açlığın, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı, orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde arttığı görülmektedir. 
İklim değişikliği ve kuraklık gibi doğal afetlerin yanı sıra, gelişmiş ülkelerin tarımsal ürün ticaretindeki korumacı politikaları, gıdaya olan talebin artması, tarımda girdi fiyatlarının yükselmesi, tarım sektörüne yeterli yatırımın yapılmaması, tarım ürünlerinin biyoyakıt üretiminde kullanılması gibi birçok etken dünyada açlık ve yetersiz beslenmeye neden olmaktadır.
Çağımız hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığı, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmektedir. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada,  üretilen gıda maddelerinin %10` unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durumdur.  Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür.  
Dünyada gıda konusunda kıtlık olmadığını, tarımsal üretimin toplam talebin üzerinde olduğunu, gıdaya erişimin sağlanamamasında temel sorunun adil olmayan gelir ve ürün dağılımının olduğunu dolayısıyla açlığın nedeninin yetersiz gıda değil temelde yoksulluk olduğunu vurgulamak gerekir.
Son yıllarda gıda güvenliği alanındaki dikkat çekici gelişmelere rağmen, gıda kaynaklı hastalıkların küresel boyutu hala kabul edilemez düzeydedir. Dünya’da her yıl yaklaşık 600 milyon kişi (her on kişiden birine denk gelecek şekilde) kirli yiyecekleri yedikten sonra hastalanmakta ve bu grup içerisinden 420 bini yaşamını yitirmektedir. Bu ürkütücü gerçek gıda güvenliğinin, yaşamımızın ne kadar değerli bir parçasını oluşturduğunu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Güvenilir gıda, yalnızca daha iyi sağlık ve gıda güvenliği için değil aynı zamanda geçim kaynakları, ekonomik gelişme, ticaret ve her ülkenin uluslararası itibarı için giderek daha çok önem taşımaya başlamıştır.
Görüldüğü gibi bu koşullarda sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılmak oldukça zorlaşmıştır. Adil bir gıda dağılımı ve gıdaya erişim hakkının olabilmesi için;  üretici doğru yöntemlerle desteklenip, üretim süreçlerinde tutulmaya çalışılmalı, tarımsal AR-GE` ye daha fazla yatırım yapılmalı, tarımsal ürün planlaması yapılarak israf önlenmeli, toprağı işlemede aile işletmelerine öncelik verilmelidir.
Yukarıda ifade edilenlerin doğrultusunda, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılmak adına açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, hakça adil bir paylaşımın olduğu, korkulardan, kaygılardan uzak, güvenli, sağlıklı, savaşsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Fevzi ÇİÇEK
Ziraat Mühendisleri Odası
Malatya Şube Bşk
 

Bakmadan Geçme