Reşat Erdoğan, 'Meral Akşener Samimi Değil'

MİLLİ FARKINDALIK PLATFORMU Adına Reşat ERDOĞAN

İş İnsanı Reşat Erdoğan  Milli Farkındalık Platformu adı altında bir çağrı yaparak, tüm ülkücüleri MHP çatısında birleşmeye davet etti. Erdoğan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşenerin samimi olmadığını vurgulayarak, ‘gizli ajandasını hayata geçirebilmek için ülkücüleri basamak olarak kullandığını esefle gördük.’ifadelerine yer Verdi.

Milli Farkındalık Platformu adına bir açıklama yapan Reşat Erdoğan,

“Biz Kimiz?

Biz

Türk milliyetçiliği davasına yürekten inanmış, ömrü boyunca ülkücü Harekete hizmet etmekten büyük bir onur duymuş, Vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, Yüce Türk Milletinin istiklaline, Devletimizin bekasına canı pahasına inanan ülkücüleriz.

1 Kasım sürecinde MHP’nde yaşanan bir takım gelişmeler sonucu öfkeyle hareket ederek, ülkücü hareket ve Türk milliyetçiliği adına her şeyin daha iyi olacağına inanarak İYİ Partinin kurulmasına maddi-manevi katkı sağladık.

Süreç içerisinde Hanımefendinin aslında başından beri samimi olmadığını, gizli ajandasını hayata geçirebilmek için ülkücüleri basamak olarak kullandığını esefle gördük.

Miliyetçi duygularla ve Milli hassasiyetle kurulan partinin, kurulduktan sonra tamamen gayri Milli bir siyasi eksene oturtulduğuna şahit olduk.

İp’in ucunun kimin elinde olduğunun belli olmadığını, kökü dışarda olan kimi odaklarca çok rahat yönlendirilip kontrol edilebileceğini gözlemledik.

Hanımefendinin makyavelizme önemli katkılar sağlayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu, ‘hiçbir şeyci ama aynı zamanda her şeyci’ olarak her kalıba uyabildiğini yaşayarak müşahede ettik.

Bu oluşuma katkı sağlayarak, başta ülkücü-Milliyetçi hareket olmak üzere, Türk milletine ve Türk Devletine karşı taşıdığımız vebalin de farkındayız.

Hem taşıdığımız bu vebalin sorumluluğundan kurtulabilmek, hem de ülkücü hareketin, devletimizin ve milletimizin bu tür gayri milli oluşumlarla daha fazla zarar görmesine mani olabilmek maksadıyla bu platformu kurduk.

MİLLİ FARKINDALIK PLATFORMU olarak amacımız, bizim farkettiklerimizi hala İYİ Partide bulunan ülküdaşlarımızın da fark etmesini sağlamaya çalışmak.

Ülküdaşlarımızı, Türk milliyetçilerini ve toplumumuzu bilgi ve tespitlerimiz ışığında bilgilendirmenin milli bir sorumluluk olduğunun farkında ve bilincindeyiz.

SAYGILARIMIZLA…

Milli Farkındalık Platformu

Adına

Reşat ERDOĞAN

Ne Dediniz, Ne Yaptınız?

Ne Demiştiniz?

Her şeyden önce parti içi demokrasiyi bütün unsurlarıyla yerleştirerek işler hale getirecek ve sadece diğer siyasi partilere değil bütün Türkiye’ye örnek olacaktınız.

Partinin ve partililerin kaderini Genel Başkan’ın iki dudağı arasına hapsetmeden katılımcı bir yönetim anlayışını ortaya koyacaktınız.

Parti politikalarının belirlenmesinde ve idari uygulamalarda istişareyi rehber edinerek ortak aklı hakim kılacaktınız.

Parti tabanının iradesini demokratik bir ortamda en tepeye kadar yansıtacak, seçilmiş delegelerin iradesine önem verecektiniz.

Parti’ye her anlamda emek verenleri, size destek olanları, sizinle en zor şartlarda yol yürüyenleri görmezlikten gelmeyecek, yok saymayacak ahde vefayı her şart altında şiar edinecektiniz.

Parti organlarındaki yönetim kademelerini belirlerken ahbap-çavuş ilişkisine ve keyfe keder uygulamalara geçit vermeden liyakati, niteliği ve emeği öne çıkaracaktınız.

Hiçbir kimseyi dışlayıp ötekileştirmeden, itip-kakmadan, insanları rencide etmeden kucaklayıcı olacak ve insan onur ve haysiyetini her şeyden üstün tutacaktınız.

Göstermelik iki yüzlü davranışlardan kaçınacak, riyadan uzak duracak her işinizde ve her ilişkinizde içten ve samimi olacaktınız.

İnsanlara yalan vaatlerde bulunmadan, mavi boncuk dağıtmadan herkese karşı dürüst olacaktınız.

Bütün bunlardan daha önemlisi, Parti politikalarının belirlenmesinde Türk Milliyetçiliğini temel referans olarak kabul edecek, parti siyasetinin MİLLİ bir eksene oturtulmasını, asla taviz verilmesi mümkün olmayan tartışmasız bir temel kabul olarak görecek ve uygulayacaktınız.

Ülkü, Dava, Turan, Milliyetçilik gibi değerlere sahip çıkacak ve o doğrultuda hedefe yürüyecektiniz.

Bir ülkücünün burnu bile kanasa dünyayı yapanın başına yıkacaktınız.

İlk seçimlerde en az %25-30 oy oranıyla iktidarın kapısını aralayarak iktidara koşacaktınız.

Peki, Siz Ne Yaptınız?

Yanlış diye eleştirdiğiniz, ‘asla yapmayacağım’ dediğiniz hangi yanlıştan uzak durdunuz?

Gerçekleştireceğinizi iddia ettiğiniz, yapacağım dediğiniz hangi doğruyu yaptınız?

Bu anlamda, numunelik dahi olsa bir tane uygulamadan bahsedebilir misiniz, bir tane eylem gösterebilir misiniz?

Parti içi demokraside Türkiye’ye örnek olacağız diye çıktığınız yolda hilede, düzenbazlıkta yeni bir model oldunuz. En son yaptığınız kurultayda da FETÖ benzeri bir şifrelemeyle seçmek istediğiniz kişileri 110-150 aralığına yerleştirerek delegenin iradesine ipotek koydunuz.

Parti içi demokrasiyi işleterek delegenin iradesini öne çıkardığınız bir tek uygulamanız var mı?

İstanbul İl kongresinde mi uyguladınız, Ankara’da mı uyguladınız, Muğla’da mı uyguladınız? Nerede uyguladınız?

Hani, Genel Başkan sultasına geçit vermeyecektiniz ya, katılımcı bir yönetim anlayışını hakim kılacaktınız, istişareyi rehber edinerek ortak aklı bulacaktınız ya!

Parti kurulduğu günden bu güne kadar partinin hangi politikasını istişare ederek belirlediniz?

Hangi parti politikası ortak aklın ürünü?

HDP ile yaptığınız işbirliği mi?

Kürtlerin temsilcisidir diyerek HDP’yi meşrulaştırıp siyasi alan açmanız kimin aklı, hangi ortak aklın ürünü?

İstişare yaparak ortak aklın ürünü olan bir tane Parti içi uygulama gösterebilir misiniz?

24 Haziran Genel Seçimlerinde Milletvekili adaylarını hangi istişareyle, nasıl bir demokratik yöntemle belirlediniz?

Keza son kurultayda kiminle meşveret ettiniz, ortak aklı nasıl buldunuz?

Parti’ye oy veren tabanın görüş ve düşüncelerini dikkate alıp önem verdiniz mi?

Bu konularda parti tabanı da sizin gibi mi düşünüyor, çıkın, sokağa bakın!

Hele dilinizden hiç düşürmediğiniz AHDE VEFA!

Sahi, sizinle ta başından beri her türlü riski alıp yol yürüyen kaç kişiye vefa gösterdiniz?

Sürecin başından beri en az sizin kadar maddi-manevi emeği olan insanların hangi emeğine saygı duydunuz, hangisine sahip çıktınız?

Sizi Parti Genel başkanlığına taşıyan, bu anlamda sizi siz yapan onca insan nerede şimdi?

Kabul edin, yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza sattınız!

Omuzlarına basarak yükseldiğiniz ülkücüleri, dereyi geçer geçmez ilk kavşakta söküp attınız!

Birçok ülkücü kanaat önderi ve sembol isimleri keklik avcısı gibi kullanarak onur ve itibar cellatlığı yaptınız.

İnsanlara karşı samimi olacaktınız, dürüst olacaktınız ya hani!

Her görüştüğünüz kişiye mavi boncuk dağıtıp sonra da unutmadınız mı?

Sizinle muhatap olup da yalanla tanışmayan tek bir insan var mıdır?

Fark Edilenler

Bütün bunlardan daha önemli olarak, etkin bir Türk milliyetçiliğini parti söylem ve politikalarında temel referans olarak vadederken Ernest Renan milliyetçiliğini önermeniz nasıl bir Türk milliyetçiliği anlayışıdır

Daha dün başta Kobani olaylarında olmak üzere birçok platformda Devletimize meydan okuyan Selahattin Demirtaş’a özgürlük istemek nasıl bir milliyetçi duruştur?

PKK’nın uzantısı olduğu ortadayken, HDP’yi kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olarak göstermek nasıl bir Milli tavırdır?

Bu söylem, merhum Türkeş’in bir ömür mücadelesini verdiği davaya ve terörle mücadeleye taban tabana zıt bir söylem değil midir?

Vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, milletimizin dirliğine kasteden bir terör örgütünün uzantısıyla doğrudan veya dolaylı iş birliği yapmanın neresi Millidir?

Bölücübaşının ‘Eşit Vatandaşlık’ tanımını parti programına almaya kalkmak hangi Milli hedefi amaçlamaktadır?

Hiç gereği yokken ve hiçbir parti tüzüğünde dahi yer almazken ‘NATO’ya bağlılığı beyan etmek hangi Milli unsurlara mesajdır?

HDP’li birinin gözünüzün içine baka baka ‘o koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz’ derken, yutkunup o koltuklarda oturmak nasıl bir duygunun mahsulüdür?

Vatanımız dışardan kuşatma altındayken, Ordumuzun sınır ötesindeki terör odaklarına operasyon düzenlemesine kem küm etmeyi, ‘Önce dantelli kefenlilerinizi gönderin’ diye dalga geçerek PKK ve Kılıçtaroğlu ile aynı dili kullanmayı hangi milli vicdan içine sindirebilir, hangi milli akıl kabul edebilir?

Çocuklarının PKK ve HDP tarafından Türk askerine kurşun sıkmak üzere devşirilmesine isyan eden ve ilk defa korkusuzca ve asilce HDP-PKK’ya karşı direnen ve hesap soran annelere, Türk Devletini hedef göstermek, HDP’yi korumak hangi Milli politikanın gereği, nasıl bir milliyetçi düşüncenin sonucudur?

Parti kuruncaya kadar omuzlarına bastığınız ülkücüleri, Partiyi kurduktan sonra aşama aşama tasfiye ederek onların yerine karanlık ve karmaşık ilişkileri olan insanları önemli kademelere getirmenizi nasıl anlamalı, nasıl yorumlamalıyız?

Ülkücünün burnunu kanatanın dünyayı başına yıkacağız derken, HAYDUT diyerek dünyayı niye ülkücülerin başına yıkmaya kalktınız?

Size defalarca bilgi verildiği ve uyarıldığınız halde bilerek ve isteyerek Parti yönetimine aldığınız ve Genel Başkan yardımcılığı dahi verdiğiniz Hasan Seymen gibi kişilikleri nasıl izah edebileceksiniz?

Milli bir partide Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete asimilasyoncu diyen insanlar bulunabilir mi?

Türk üst kimliği yerine ‘Türkiyelilik’ anlayışını ikame ederek Türk milletini tasfiye etmeye kalkanların yer aldığı bir partiye milli demek kabul edilebilir bir şey midir?

Bir CİA projesi olan Soros beslemesi Denge Denetleme Ağının müdavimlerini partiye alarak önemli görevler vermek Millilikle nasıl bağdaştırılacaktır?

Selda Tandoğan gibi, Okan Oğuz gibi, Taylan Yıldız, HASAN Seymen gibi parti kademelerine yerleştirdiğiniz daha onlarca SOROS bağlantılı kılavuzlar hangi milli politikalara rehberlik edecek, partiyi ve ülkeyi hangi hedeflere taşıyacaktır?

PKK’ya yapılan operasyonları durdurmak üzere güya barış elçisi sıfatıyla Baskın Oran, Türkan Elçi, Rakel Dink gibi isimlerle kol kola Diyarbakır’a yürüyen bir zihniyetin sahiplerinin Türk Devletinin hayrına ve Türk milleti uğruna ortaya koyabilecekleri bir katkı var mıdır?

1882’de İngiltere büyük elçisi Sir Alfred Sandison’un kurduğu yabancı misyon şeflerinin yer aldığı ‘Büyük Kulüp’ üyeleri partinize hangi milli politikaları üretecektir?

Yabancı istihbarat örgütlerinin yönlendirdiği dernek ve vakıfların bu güne kadar Türkiye’nin ve Türk milletinin hayrına bir icraat yaptığı görülmüş müdür?

Yoksa, Ensarioğlu gibi terörist başından medet uman zihniyet temsilcilerinden mi milli politikalar üretmesini bekliyorsunuz?

Veya, Genel Başkan Yardımcısı iken İstanbul İl Başkanı yapılan ve bütün karmaşık ilişkileri ortada olan Okyanus ötesi icazetli Buğra Kavuncu mu kurtarıcı olacaktır?

Farkındayız

Bizler Milli Farkındalık Platformu olarak parti kurmadan önceki söylem ve davranışlarınızla parti kurduktan sonraki uygulamalarınızın yüz seksen derece nasıl ve niye değiştiğinin farkındayız.

1 Kasım sürecinde ülkücülerden faydalanabilmek için ülkü, dava, milliyetçilik, demokrasi, vefa, samimiyet gibi dilinize doladığınız kavramları aslında gizli ajandanızı örtebilmek için kullanmış olduğunuzun farkındayız.

Afyon çalıştayınızda, kendinize ‘MADAM’ denilmesine gösterdiğiniz öfkeyle, Fransız kökenli Rahip Ernest Renan milliyetçiliğini önermeniz arasındaki gizemin farkındayız.

Aslında, ilk yola çıktığınız andan itibaren ayrı bir parti kurmayı amaçlamış olduğunuzun fakat ülkücülerden destek görmeyeceği için parti içi muhalefet başlatarak bir ayrılık hikayesi yazmış olduğunuzun farkındayız.

Tam PKK açılımına son verilip PKK ile mücadele başlatıldığı bir dönemde başlatmış olduğunuz bu ayrılık hareketinin zamanlamasının ne anlam taşıdığının farkındayız.

15 Temmuz’dan sonra yaşanan gelişmeler neticesinde FETÖ mağduru yörük Ali Paşa gibi kahramanları, Fatih Eryılmaz gibi 15 Temmuz gazisi emniyet mensuplarını, Ali Türkşen gibi şerefli komutanları hangi açığınızı örtmek için yanınızda göstermiş olduğunuzun farkındayız.

Birçok ülkücü kanaat önderleri ve sembol şahsiyetlerle hangi amaçla vitrin görüntüsü vermiş olduğunuzun farkındayız.

Ülkücülerin samimi duygularını kullanarak ocağından koparmış olmanızdaki gerçek hedefinizin ne olmuş olduğunun farkındayız.

Parti kurar kurmaz Partinizde Ülkücülüğün telaffuz dahi edilmesine müsaade edilmemesinin, milliyetçi söylemlerden uzaklaşılmasının ne demek olduğunun farkındayız.

Partinizden aşama aşama ülkücüleri tasfiye ederken, SOROS’culara alan açarak partinizin oturduğu siyasi eksenin farkındayız.

HDP yi Kürtlerin siyasi temsilcisi yapmanın da, HDP ile işbirliğine gitmenin de neyin açılımı olduğunun farkındayız.

Ayrılıkçı ve bölücü unsurlara liman olan ve terörle arasındaki mesafeyi kaldıran CHP ve HDP ile birlikte gideceğiniz menzilin neresi olduğunun farkındayız.

Sizin varlığınızın kime zarar verdiğinin de, kimlere nefes borusu olduğunun da farkındayız. Velhasıl, İP’in ucunun kimin elinde olduğunun da, üstlendiğiniz rolün de farkındayız.

Fark Edenler

Gerçekleri Görerek İstifa Edenler

REŞAT ERDOĞAN

Genel İdare Kurulu Üyesi

HEDİYE AKDERE

MHP Eski Kadın Kolları Genel Başkanı

ALİ AYDIN PAŞA

FETÖ Maduru, Ülkücü Camiasının Yörük Ali Paşa'sı

CEZMİ POLAT

Kurucular Kurulu Üyesi, Eski Millet Vekili

TAMER AKKAL

İYİ Parti Manisa Millet Vekili

PROF. DR. AHMET AZMİ YETİM

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

BETÜL BAYRAKTAR ORHAN

Kurucular Kurulu Üyesi

MEHMET FATİH ERYILMAZ

15 Temmuz Gazisi

GÖKSEL TAŞÇI

Kurucular Kurulu Üyesi

HAYATİ ARKAZ

İYİ Parti'den MHP'ye geçen İstanbul Milletvekili

ADEM TAŞKAYA

Eski Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ'ın Yardımcısı

ERKAN DOĞAN

İYİ Parti Çankırı Merkez İlçe Başkanı

İLYAS ÇINAR

İYİ Parti Salihli İlçe Gençlik Kolları Başkanı

AV. EMİNE ERDOĞAN AYDOĞDU

Çağrımız

Aziz Ülküdaşlarım

Her şey iyi olacak diye çıktığımız bu yolda maalesef hiçbir şeyin iyi olmadığı bütün boyutlarıyla gün gibi ortadadır.

İnanmış ülkücüler olarak, samimiyetle gerçekleşmesini istediğimiz, olmasını arzu ettiğimiz hiçbir düşüncemizin hayat bulmadığı da aşikardır.

İddia sahiplerinin gizli ajandalarını uygulamaya koyabilmek için ülkücülerin samimi duygularını nasıl kullandıkları, nasıl istismar ettikleri de bütün çıplaklığıyla karşımızdadır.

Bunlardan daha kötüsü ise ömrünü Devletin ve milletimizin bekasına adamış, bu uğurda her türlü sıkıntıları göze alarak mücadele etmiş Ülkücü- Türk milliyetçilerinin gayri milli bir oluşuma hizmet ettirilmesi hepimiz için büyük bir zuldür.

Geldiğimiz nokta itibarıyla İYİ parti macerası ülkücüler ve Türk milliyetçileri için tamamen fiyaskodur, koskoca bir hüsrandır.

Bu süreçte zarar gören maalesef ülkücü hareket olmuştur.

Hukuku zedelenen, bir birine düşen, bir birine küsen ülkücüler olmuştur.

Bu süreçten istifade eden, fayda sağlayan ve birbirimize düşmemize kıs kıs sırıtan ülkücü ve milliyetçi düşmanları olmuştur.

Bu süreçte nefes alan, yüz bulan, şımaran terör örgütleri, millet ve devlet düşmanlarıdır.

Herkes şunu bilsin ki, ülkücüler insan olarak her türlü hata ve yanlışı işleyebilir, ama asla ve kat’a bilerek vatana, millete ve devlete zarar verebilecek bir tavrın bir duruşun sahibi olmamıştır, olamaz.

Türk milliyetçileri, Cumhuriyetimize asimilasyoncu diye kin kusanlarla hele hele ‘Türkiyelilik’ adı altında bu ülkeyi yeni bir ihanet sarmalına sokmak isteyenlerle aynı çatı altında bulunmayı asla kabul edemez, içine sindiremez.

Hiçbir şartta karanlık şer odaklarının uzantıları, Soros’un beslemeleriyle bir olamaz, yan yana duramaz.

Ülkücülerin, açılıma göz kırpanlarla, terör uzantılarıyla kol kola olanlarla yürüyeceği hiçbir yol yoktur.

Hele hele hiçbir ülkücü, Ülkemizin içte ve dışta birçok sıkıntıyla karşı karşıya bulunduğu, Milli bekamızın tehdit altında olduğu bir dönemde ucu kimin elinde olduğu belli olmayan hiçbir ipe tutunamaz.

Bizler, şu veya be sebeple İYİ partiye vermiş olduğumuz desteğin vicdanlarımıza yüklediği vebalin farkındayız.

Omuzlarımızda taşıdığımız yükün bilincindeyiz.

Milli Farkındalık Platformu olarak İYİ partide bulunan samimi bütün ülküdaşlarımızı bu vebalden kurtulmaya davet ediyoruz.

Üç-beş kişinin keyfi için elli yıllık dava hukukumuza halel getirmeyelim.

Bu güne kadar ne olduysa oldu, ne yaşandıysa yaşandı, gelin bundan sonra bir olalım.

Acı tecrübeyle görülmüştür ki, Ülkücü; Milliyetçi Hareket Partisinin dışında asla başka bir yerde huzur bulamaz.

Başka bir parti asla fikirlerini temsil edemez, asla aynı hedefe yürüyemez.

Gelin hep beraber yarım asırlık ulu çınarın altında buluşalım.

Baba ocağımızda hep beraber kucaklaşalım.

MİLLİ FARKINDALIK PLATFORMU

Adına

Reşat ERDOĞAN

Bakmadan Geçme