Rektör Karabulut 'Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri sağlam zeminde yürütecek olan ana unsur eğitimdir'

Rektör Karabulut 'Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri sağlam zeminde yürütecek olan ana unsur eğitimdir'

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut,  Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen  ‘Rusya-Türkiye-Azerbaycan: Yeni Bölgesel Ulaştırma ve Enerji Merkezi Oluşumu’ konulu yuvarlak masa toplantısına katıldı.

Rektör Prof. Dr. Karabulut, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nde gerçekleşen ‘Rusya-Türkiye-Azerbaycan: Yeni Bölgesel Ulaştırma ve Enerji Merkezi Oluşumu’ konulu uluslararası yuvarlak masa toplantısına Cumhurbaşkanlığı  Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi  Prof. Dr. Mesut Hakkı Casin, Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Salih Yılmaz  ve Avukat  Gülçin Kıratlı ile birlikte katıldı.

 

-“Türk-Rus ilişkileri başladığında bugünkü bazı devletler haritada bile yoktu”

Toplantıda konuşan Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Türkiye ile Rusya arasındaki ikili işbirliği başladığında bugünkü birçok devlet haritada bile yoktu.  Resmi ikili görüşmelerin 500 yıl önce başladığı ifade ediliyor.  Bugün Ortaasya ve Avrasya’da olmak isteyen bazı devletlerin tarihinden 3 katı bir tarihsel derinlik ilişkimiz var.  Bugün bize düşen bu tarihi potansiyeli önce Avrasya ve Ortaasya’da yaşayan insanların yararına her türlü işbirliğine kazandırmaktır.  Bir üniversite rektörü olarak kendi alanımda eğitim ve sağlıkta işbirliği yapılması gerektiğini de savunuyorum.”  dedi.

-“Kayısı ihracatı için Rusya’nın gümrük vergisinde sıkıntı yaşanıyor”

Prof. Dr. Karabulut şunları söyledi, “Benim geldiğim kent, hem yetiştirdiği devlet adamları, hem de yetiştirdiği kayısı ile bilinen bir kent, Malatya’dır.  Malatya; Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Türkiye’nin sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın memleketidir. Her iki ismi de Rusya yakından tanımakta ve bilmektedir.  Üniversitemizin ismi sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ismini taşımaktadır. Malatya aynı zamanda Rusya’nın da Türkiye’den ihraç ettiği kayısının dünyada en çok yetiştirildiği bir kenttir aynı zamanda. Kayısının başkenti Malatya’dır diyoruz. Malatya aynı zamanda Türkiye’nin en büyük demir madeni yataklarına sahiptir.  Rektörü olduğum Malatya Turgut Özal Üniversitesi 18 Mayıs 2018 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulmuş, henüz 1 yıllık bir üniversitedir.  Şuanda 5 fakülte ve 8 meslek yüksekokulumuz bulunuyor. Tarım konusunu önemsiyoruz ve Ziraat Fakültemizde önemli tarım projeleri yürütülüyor. Üniversite olarak Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp konusunda eğitim, araştırma ve uygulama merkezi olmayı hedefliyoruz. Şuanda Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’mizde faaliyete başlamış ve Somali’den yaklaşık 30 öğrencimiz eğitim görmektedir.”

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Karabulut Rusya’ya kayısı ihracatı konusuna da değinerek, “Kayısı ihracatı konusunda Rusya’dan büyük bir beklentimiz bulunuyor. Malatya’dan Rusya’ya yapılan kuru kayısı ihracatı  gümrük vergisinden dolayı  20 bin tondan 4 bin tona düşmüş vaziyette.  Kayısı ihracatçılarımız Rusya’nın uyguladığı gümrük vergisini yüksek görmektedir.  Azerbaycan ile ise ticari ilişkilerde şuanda bir sıkıntımız bulunmuyor.”  dedi.

-“ Bugünde 100 yıl sonra Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler yine bölgedeki bazı dengeleri bozmaktadır”

Rektör Prof. Dr. Karabulut şunları söyledi, “Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 26 Nisan 1920 tarihli mektubu ile Rusya ile başlayan ilişkiler 100. yılına giriyor.  Tarihi gelişmeleri elbette tarihçilerin konusudur. Ancak bir hususa işaret etmek istiyorum;  100 yıl önce başlatılan ikili ilişkilerde karşılıklı olarak gönderilen heyetlerin içerisinde eğitimcilerde bulunmuş, ilk temaslarda eğitim işbirliği ön planda tutulmuştur. Rusya’nın Büyükelçisi Aralov, Ocak 1922’de Ankara’ya geldiğinde beraberindeki heyetin arasında öğretim elemanları, ekonomistler, araştırmacılar, sosyal bilimciler de vardır.  Yine; 16 Mart 1921’de Rusya’da TBMM Hükümeti ile imzalanan Moskova Anlaşması öncesi Rusya’ya giden heyetin içinde İlim Heyeti’de bulunmaktadır.  İki ülke arasındaki ilk temaslarda eğitimcilerin, bilim insanlarının, ilim insanlarının da heyetlerde yer almış olması, bugün güçlü bir şekilde sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum. Her şey değişebilir, fakat coğrafya değişmez. Asırlardır bu coğrafyanın kadim milletleri olarak yan yana yaşıyoruz.  Bir birimizin vazgeçilmez komşularıyız. Bir birimizi daha iyi anlayabilmemiz için eğitim işbirliği şart diyoruz.  Rusya ve Türkiye bir birinin dostluğundan vaz geçemeyecekleri bir noktada bulunuyorlar. 100 yıl önce de bu gerçek yaşanmıştır, 100 yıl sonra da aynı gerçek yaşanıyor. 1. Dünya savaşı sonrasında Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerden bazı dengeler bozulmuştur. Bugünde 100 yıl sonra Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler yine bölgedeki bazı dengeleri bozmaktadır. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin arasındaki ikili görüşmeler bunun kanıtıdır.  Bir birini tamamlayan iki bölgesel güç olan Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret, turizm ve özellikle de enerji alanlarındaki mevcut güçlü işbirliği eğitim ve sağlık alanında da sürdürülebilir.  Eğitim ve sağlık alanındaki işbirliği diğer işbirliklerini daha güçlü ve kalıcı bir noktaya ulaştıracaktır. Rusya’dan her yıl milyonlarca Rus turist Türkiye’ye geliyor.  Böyle bir durumda binlerce öğrencinin de Türkiye’ye gelebilecek bir ortam var demektir.”

-“ Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri sağlam zeminde yürütecek olan ana unsur eğitimdir”

Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Eğitim işbirliği; Türkiye ile Rusya arasındaki karşılıklı güveni daha da ileriye taşıyacaktır. İki ülkenin bilim adamlarınca ele alması gereken çok sayıda alan bulunmaktadır. Çok yönlü strateji işbirliği potansiyeline sahip olan Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri sağlam zeminde yürütecek olan ana unsur eğitimdir. İkincisi kültürel işbirliğidir. Çünkü Kültür alanındaki ilişkiler daha sağlam ve daha uzun ömürlü oluyor. Kültürel ilişkiler bazen siyasi ilişkilerin elde edemediği yakınlaşmayı sağlamaktadır.  Üniversitemizin ismini taşıdığı Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Avrasya coğrafyasındaki ülkeleri ziyaret eden, ikili ilişkilerin güçlenmesini açık ve net olarak dile getiren ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olarak tarihe yazılmıştır. Bu nedenle bu coğrafyada bulunan ülkeler ile işbirliği konusuna üniversite olarak Turgut Özal’ın bırakmış olduğu misyona sahip çıkıyoruz. Yine;  Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın üzerinde önemle durduğu bir diğer önemli proje ise; Avrasya kavramı içerisinde Karadeniz etrafındaki ülkelerin işbirliği ile ilgiliydi. Karadeniz ekonomik işbirliği bugün bile bölge ülkeleri için önem duyulan bir işbirliği ve bölgesel ilişkiler konusudur. “ dedi.

-“Azerbaycan konusunda Özal’ın manevi mirasına sahip çıkıyoruz”

Azerbaycan ile ilişkimler konusuna da değinen Rektör Prof. Dr. Karabulut,  “Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 1990 sonrası bağımsızlığını kazanması ile birlikte Türkiye ile sıkı bir işbirliği ve dayanışma içerisinde olmuştur.  Türkiye, Azerbaycan’ın bağımsızlığı tanıyan ilk ülke olmuştu ve Orta Asya cumhuriyetlerini tanıyan ve buralarda ilk büyükelçilikleri açan ilk ülkelerden biri yine Türkiye’dir. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkiler, bugün Türk dış politikalarında taviz veremeyeceği bazı konularda bile kırmızı çizgi oluşturmuştur.  ‘Bir millet iki devle’( temeli üzerinde kurulan ilişkiler, devlet ilişkilerinden de öte iki devletin halkı arasında manevi bir bağ kurmuştur.  Hatırlamakta yarar görüyorum; üniversitemizin adını taşıyan Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Azerbaycan’ı Mart 1991’de ziyaret eden ilk Türk cumhurbaşkanıdır. O nedenle benimde üniversitemizin isminden dolayı bu konuda manevi bir mirasa sahip olduğumu da belirtiyorum. Azerbaycan ile Türkiye arasında birçok sektörde olduğu gibi eğitim alanında da işbirliği bulunmaktadır.  İki ülke arasında ticari ilişkiler önemlidir.  Ancak, eğitim ve kültürel işbirliği ilişkileri ve iletişimi daha sağlam zeminlere kavuşturacaktır.” ifadelerini kaydetti.

Rektör Prof. Dr. Karabulut, kadın girişimciler konusuna da değinerek, “Üniversitelerde 8 bin 356 profesör, 6 bin 102 doçent,  17 bin 112 doktor öğretim üyesi, 18 bin 291 öğretim görevlisi ve 24 bin 530 araştırma görevlisi olmak üzere 74 bin 391 kadın akademisyen bulunuyor. Üniversitelerdeki akademisyenlerin yüzde 43’ünün kadın olması, bilimsel dünyada girişimci kadın sayısını ortaya koymaktadır.  Türkiye’de 2002 yılında Kadın akademisyen sayısı 26 bin 2 iken bu sayı 74 bine çıkmış durumda.  Türkiye’de kadın girişimciliğinin artacağını gösteren bir önemli rakam ise; üniversitede okuyan kız öğrencilerdir.  Üniversite öğrencilerinin 4 milyon 64 bin 516'sı erkek, 3 milyon 675 bin 986'sını kız öğrenciler oluşturuyor. Yükseköğretimde neredeyse yarı yarıya kız öğrencimiz bulunmaktadır. Üniversitelerde eğitim gören kız öğrenci sayımız bugün birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha faladır.  Türkiye’de yaklaşık 1 ay önce açıklanan ‘Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi Çalışması’ araştırmasına göre; 2002 yılında Türkiye’de kadın girişimcilerin oranı yüzde 4 iken, bugün yüzde 8.8’e çıkmış durumda. Türkiye’deki girişimci kadınların yüzde 51’i 40 yaş altında bulunuyor. “ dedi.

Rektör Prof. Dr. Karabulut, toplantıda Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin tanıtım videosunu da izleterek, Rusya ve Azerbaycan üniversiteleri ile eğitim işbirliğine hazır olduklarını ifade etti.

Rektör Prof. Dr. Karabulut, Rusya Bilimler Akademisi  Şarkiyat Enstitüsü Türkiye Bölümü Başkanı Doç. Dr. Natalya Ulçenko’ya  ve Rusya -Türkiye Toplumsal Forumu Genel Sekreteri Sergey Markov’a  Malatya Kayısısı hediye etti.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar'ı ziyaret ederek, Türkiye-Rusya ilişkileri ve işbirliği hakkında istişarelerde bulundular.

Bakmadan Geçme