Misafirlerinin Ayak Tozunu Gözüne Sürme Eden Şehir: Tebriz

Ahmet AKALIN Ankara Üniversitesi Doktora Öğrencisi RTÜK Üst Kurul Uzmanı

İran’da 31 eyalet bulunuyor. İkisinin isminde “Azerbaycan” vardır; bunlar merkezi Tebriz şehri olan Doğu Azerbaycan ile merkezi Urmiye şehri olan Batı Azerbaycan eyaletleridir. Doğu Azerbaycan eyaletinin merkezi Tebriz’in nüfusu 4 milyon civarındadır ve tamamına yakını Azerbaycan Türk’ü yani Oğuz’dur.

Tebriz ülkenin ilklerinin gerçekleştiği bir şehirdir. İran’daki ilk matbaa, ilk modern okul, ilk modern kütüphane, ilk sinema gösterimi gibi pek çok şeyin ilki bu şehirde gerçekleşmiştir. 1906 yılında Settar Han ve Bakır Han’ın öncülüğündeki İran’ın anayasal meşruiyet devrim hareketine yine Tebriz şehri öncülük etmiştir. 1945 yılında Seyid Cafer Pişevari Tebriz’de Azerbaycan Milli Hükümetini ilan etmiştir. Önemli bir sanayi şehri olan Tebriz’de 1970 yılında kurulan Traktör Futbol Takımı (tam adı Başgah-ı Futbol Traktör Azerbaycan) Türk Dünyasında maçlarını en fazla taraftar önünde oynayan takımdır. Gezimizin ilk ve son günlerini Tebriz şehrinde olduğumuz için Şah Gölünü, Şairler Mezarlığını, Göy Mescid’i ve dünyaca ünlü Tebriz Bazarı’nı keşfetmenin heyecanı ile geçirdik.

Şah Gölü
    
Tebriz’in simgesi haline gelmiş mekânlardan olan Şah Gölü şehirdeki sosyal yaşamın en hareketli olduğu yerlerden birisidir. Pehlevi Hanedanlığı’nın yöneticileri olan baba Şah Rıza Pehlevi ve oğul Şah M. Rıza Pehlevi’yi anımsatmaması için 1979 yılından sonra El Gölü yani halkın gölü olarak ismi değiştirilmiş olmasına rağmen günümüzde yine Şah Gölü olarak bilinmektedir. Zaten burada kullanılan “Şah” sözcüğü de Pehlevilere ait değil su kanalının göl haline gelmesi için gereken inşa faaliyetlerini gerçekleştiren Safevi ve göl kenarına köşk inşa eden Kaçar Türkmen liderlerine atfedilen sıfattır. Şah Gölü ilk olarak Safeviler (1501–1736) zamanında sulama amaçlı olarak yapılmış yapay bir göldür. Göl kenarındaki tarihi köşk ise Kaçarlar döneminde (1897–1925) şehzadeler için yazlık saray olarak inşa edilmiştir. Canlı bir müzeyi andıran köşk günümüzde restoran/cafe olarak kullanılıyor.

Yaz akşamlarında Köşk çevresinde Tebrizli genç sanatçılar sokak konserlerinde canlı performans sergilerken misafirler Azerbaycan’ın gönüllere dokunan tınılı mahnılarına hareketli Kafkas danslarıyla eşlik ediyor. Gezi ekibinde bizlere destek olan kültür rehberi olduğu kadar ses sanatçılığında da önemli bir isim olan Tebrizli Asgar Safipour Bey de sokak konseri veren gençlerin ricasına uyarak “Bu Gala Daşlı Gala” mahnısı seslendirdi.


Şairler Mezarlığı

Dünyada sadece Tebriz’de bulunan şairler mezarlığı 410 şaire ebediyi ikametgâh olmuş. Burada meftun bulunan şairlerden en bilineni Hüseyin Behçet Tebrizi yani bilinen adıyla Şehriyar’ dır. Tebriz Şairler Mezarlığı aynı zamanda Türkçe şiir müzesi işlevi görüyor. Mezarlıkta İran’ın ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin farklı şehirlerinden Tebriz’e gelen ve burada vefat eden şairlerin mezarları bulunuyor. Bu bakımdan Tebriz için Türk şiirinin merkezidir denilebilir.

Mezarlığın girişinde yer alan müze binasının girişinde yer alan tanıtım yazısında Farsça ve İngilizcenin yanında Türkçe metin de yer alıyordu. Bu metin İran’da gördüğüm tek Türkçe yazıdır. Pehlevi Hanedanlığı döneminde Fars milliyetçiliğine dayalı bir İran ulus devleti inşa etmek için Fars olmayan Türkler başta olmak üzere diğer milletlere kültürel alanda baskı yapılmış, dillerini kullanma imkânı verilmemiş hatta asimile olmaları için Farsların yoğun olarak yaşadığı bölgelere toplu sürgünler gerçekleşmiş. 1979’dan sonra Humeyni yönetiminin Farslar dışındaki milletlere de kendi ana dillerinde eğitim izni verileceği sözü verilmiş olmasına rağmen Ermeniler dışında herhangi bir millete ana dillerinde eğitim hakkı henüz tanınmamıştır.


Göy Mescid

Karakoyunlular Erciş’i, Musul’u ve Tebriz’i başkent yapmışlardır. Tebriz’de Karakoyunlu Türkmenleri tarafından 15. yüzyılın ikinci yarısında mavi (göy/gök) ve turkuaz renkli çiniler kullanılarak inşa edilen Göy Mescid olarak adlandırılan mermer ve çinilerle bezeli mimari şaheserin giriş kapısında İmareti Muzafferüddin Cihan Şah yazmaktadır. Cihan Şah’ın inşasına başladığı yapının alt katında kendisinin ve ailesinden fertlerin mezarı bulunmaktadır. 

Göy Mescid (Gök Medrese) tarihte Ehli Sünnet’in itikadında olanlara hizmet vermiştir. Zaman içerisinde depremlerden zarar gören yapının günümüzde hala restorasyonu devam etmektedir. Ziyaret esnasında bizde Göy Mescid’in kendisinin ve etrafındaki müştemilatının İran’daki diğer tarihi yapılara nispetle daha bakımsız olduğu kanısı hâkim oldu. Belki Türkiye ve İran arasında yapılacak bir kültürel iş birliği içerisinde TİKA’nın desteği ve Tebrizli işlerinin ehli titiz zanaatkârların hünerleriyle Karakoyunlu mirasının yarım kalan restorasyonu biran evvel bitirilerek bu yapı eski ihtişamına kavuşturulabilir.

Tebriz Bazarı

Tebriz Çarşısı dünyanın en büyük kapalı çarşılarından birisidir ve UNESCO tarafından 2010 yılında Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. Jeopolitik konumu itibariyle İpek Yolu’nun merkezi şehirlerinden birisi olan Tebriz önemli bir ticaret merkezidir. Yapımı Büyük Selçuklular dönemine kadar giden Tebriz Kapalı Çarşısı şehre hakim olan devletlerin zenginliğinin en canlı örneği olmuştur. Çarşının Cuma Mescidi İlhanlılar zamanında yapılmıştır. Günümüze kadar gelen eklemelerle çarşı 7 km uzunluğa ulaşmıştır. Çarşıda 5500 dükkan, 32 mescit (camii), 7 medrese bulunuyor. 47 farklı meslek erbabına ait 9 ayrı (alt) çarşı yer alıyor. Çarşı sarrafların olduğu Emir Çarşısı ya da dünyaca ünlü İran halılarının satıldığı Muzafferiye gibi alt çarşılara ayrılmaktadır.

Tebriz’de sadece Kapalı Çarşıyı gezmek bile birkaç gün alabilir. İran’da üretilen birçok ürünü ve şehre ait halıları, giysileri, ayakkabıları, mobilyaları, mücevherleri, aksesuarları devasa çarşının ilgili alt kısımlarında görebilirsiniz. Binbir çeşit baharatı, reçel ve kuruyemişi bu pazarda organik ürünlere ulaşabilirsiniz. Farklı baharat ve bitkilerden üretilen ilaçlar ile Tebriz’in alternatif tıpta da gelişmiş bir merkez olduğundan söylenebilir.

“Tebriz şehridir, canlara can feda eder. Misafirlerinin ayak tozunu gözüne sürme eder”

Türkiye’den gelen misafirlere özel bir ilgi gösteren Tebriz halkı Şehriyar’ın şiirinde söylediği gibi misafirperverdir. Gerçi sadece Türk kökenliler değil İran’da olduğumuz süre içerisinde Fars’ı, Kürt’ü, Arap’ı fark etmeksizin tüm İran halkının sıcakkanlılığı ve misafirperverliği dikkatimizden kaçmadı.

Tebriz ve çevresinde gezilip görülecek birçok tarihi, turistik mekânlar, coğrafi alanlar vardır. Bundan ötürü isteyenler Serdar Gündoğdu’nun sadece Tebriz için düzenlemiş olduğu gezilere de katılabilirler.

Ahmet AKALIN
Ankara Üniversitesi Doktora Öğrencisi
RTÜK Üst Kurul Uzmanı

Bakmadan Geçme