Meşale'den Keskin'e Cevap

MALATYA MEŞALE DERNEĞİ YÖNETİM KURULU

Bizler makam ve mevkilerin Allah’ın birer emaneti olduğunu bilen, bu emanetin ehliyet ve liyakat sahibi kişilere teslim edilmesi gerektiğine inanan insanlarız. Makam ve mevki sahiplerinin bulundukları yeri benimsememiş olması, bu yerlerden şahsi çıkar ve menfaat elde etmeye çalışması bir yana; elde ettikleri gücü kullanarak iftiraya yeltenmeleri her türlü hakkaniyet ölçüsünden uzak düşmektedir. Haksız ithamlarda bulunmak, kamuoyunu yalan yanlış iftiralarla meşgul etmek, genel ahlak kurallarına uygun olmamakla birlikte hukuka da aykırılık teşkil etmektedir. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Bu vesileyle son zamanlarda derneğimiz aleyhinde başlatılan kara propagandaya karşı hukuk mücadelesi başlatacağımızı belirtir, mezkûr iddia sahiplerinin iddialarını ispat etmedikleri takdirde kamuoyunca müfteri sıfatı ile anılacaklarını kendilerine hatırlatmak isteriz.

Son günlerde Malatya’daki yerel basın organlarında yer alan haberlerde derneğimizin muğlak ifadelerle ve takma isimlerle hedef alındığını üzüntüyle takip ediyoruz. Söz konusu şahıslar iddialarında o derece tutarsızdırlar ki açık açık konuşmaya cesaret edememekte, iftiralarının altını dolduramadıkları gibi yalan yanlış beyanlarda bulunurken herhangi bir utanma belirtisi de göstermemektedirler. Madem Malatya’mızda FETÖ/PDYbenzeri yapılanmalar olduğu iddiası mevcuttur, bu iddianın sahiplerinin konuyu derhal yargıya intikal ettirmeleri gerekmektedir. Bu kararlılıktan yoksun kimselerin mevcut durumda ucuz bir dedikodu malzemesinin peşine düşmeleri, ne kendilerine ne de Malatya’mıza bir fayda sağlar. FETÖ gibi bir terör yapılanmasının temel argümanlarınınyalan, iftira, insanları kin ve nefrete sevk etme, hak edilmeyen makamları işgal etme vs. olduğunu hatırlatarak, söz konusu iddia sahiplerinin hangi argümanlarla hareket ettiğini gözler önüne sermek isteriz. Sırf gündeme gelmek, kendi adından söz ettirmek için bu iftiraları atanlar bilsinler ki tarihimiz, iftira ile söz söyleyenlerin düştükleri acizlik örnekleriyle doludur. Bu örneklerden biri olarak tarihteki yerlerini almamaları adına, mezkûr şahıslara aklıselimle davranmalarını tavsiye ediyoruz.

Bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun başkanlığını yürüten kişinin görevi, bulunduğu makamın kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmektir. Bu kişiler kendilerini bu göreve getirenlerin haklarını korumak ve kuruluşun faaliyetlerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Malatya’mızda yaşanan hadiseler hakkında fikir beyan etmek herkesin hakkı olduğu gibi bulunduğu makamın adını kullanarak iftira yollu fikirler beyan etmek kimsenin hakkı ve hududu değildir. Ortaya atılan iddiaların meşru kabul edilebilmesi için öncelikle ispat edilmesi gerekmektedir. Sözlerinin ağırlığına güvenmeyerek meseleye Malatya milletvekillerini ve Sayın Cumhurbaşkanımızı alet etmeye çalışmak ise başlı başına bir hadsizliktir. Siyasetten rol çalmaya çalışmak hâlihazırda siyasi emellerin bulunduğuna da işarettir. Madem ki amaç siyaset yapmaktır, bunun yolu mevcut siyasi partilerin çalışmalarına dahil olmaktan geçer. Mademki amaç gerçeklerin ortaya çıkarılmasıdır; bunun yolu yargı organlarına başvurmaktan geçer. Amaç iftira ile sözünü yükseltmekse bu söz, niteliği itibariyle düşük, seviyesiz ve mesnetsizdir.

Televizyon kanallarında boy gösteren, gazete manşetlerini işgal eden şahısların bulundukları makam ve mevkilerin ağırlığını taşıyamadıkları her hallerinden belli olmaktadır. Milletin emanetini yine milletin gönlünde yer edinmiş kurumlara karşı iftira aracı haline getirmek en basit ifadesiyle seviyesizliktir. Şark kurnazlığıyla fitneye sebebiyet vermek, altından kalkılamayacak bir vebali de beraberinde getirecektir. Derneğimiz, kurumlarıyla ve faaliyetleriyle şeffaf bir şekilde çalışmalarını yürütmekte olup her türlü denetime açıktır. Amacımız Rabbimizin rızasını kazanmak, hayırla yâd edilmek, bâki kalan bu gök kubbede hoş bir sadâ bırakmaktır.

Bilinsin ki kapalı kapılar ardında tezgahlanan kirli oyunların farkındayız ve sanılmasın ki atılan iftiralara sessiz kalacağız. Bilakis benimsemiş olduğumuz adalet ve merhamet çizgisinden ayrılmayacak, neslin ıslahı, arzın imarı için çıktığımız bu yolda üzerimize düşen vazifeyi, yozlaşmadan, kirlenmeden, kibirlenmeden yerine getirmeye devam edeceğiz.

Bir kez daha ifade etmek isteriz ki başlatılan bu kara propagandaya karşı kimseye kendimizi ispat etme gereği duymuyoruz. Anlıyoruz ki bizi bilen biliyor, bilmeyense kendisi gibi biliyor. Biz de diyoruz ki bizi bilmeyen ne bilsin, bilenlere selam olsun…

Bakmadan Geçme