Denizin Dibinde Hatçam

Türkünün Hikayesi

Bu Türkünün hikayesi Arvallı (yeni adıyla Bağsaray) köyünde geçer.

Arvallı(Bağsaray) Burdur`a 38 km. uzaklıkta bulunmaktadır. 1958 yılında belediyesi kurulmuştur ve şuan için büyük bir kasaba halini almıştır. Arvallı`nın çevresi bağ ve bahçelerle çevrelidir ve yeni adı Bağsaray olarak geçmesinin de sebebidir, ayrıca kendi adını alan Arvallı Eriği ve çok çeşitli meyve ve sebzeleri yetiştirmekle de ünlü bir kasabamızdır. Hatta yörenin en fazla meyve ve sebze üretilen kasabasıdır diyebiliriz.

Arvallı`nın meydanında duvarına bitişik ve iki oluklu pınarlı bir ev vardır. İşte bu ev türkümüzde geçen Hatça`nın evidir ve türküde sözü geçen pınar bu evin pınarıdır.

Hatça, o zamanlar evli ama bir o kadar da güzel köylü kızıdır. Arvallı`nın çobanı da hergün o pınardan koyunlarını kuzularını sulatır Hatça bu çobanı görür ve evli olmasına rağmen gönlünü kaptırır. Zamanla çoban da Hatça`ya sevdalanmaktan kendini alı koyamaz ve gönlünü Hatça`ya kaptırır.
Gel zaman git zaman bu sevda büyür, Hatça evli olmasına rağmen sevdalarına karşı koyamazlar, o zamanlar kadınların boşanma gibi bir hakları olmadığı için, Çoban ve Hatça birlikte kaçmaya karar verirler ve Antalya`ya kaçıp oraya yerleşirler.
Bu olaydan kısa bir zaman sonra (5-6 ay ) Kayış köyünden başka bir Hatça kız, Muharrem`in Mehmet adında ki oğluna kaçar.

Arvallı`nın kuzeyinde daha yüksek bir yerde kurulu ve orman köyü olarak tanımlayacağımız Kayış köyünden halk ozanı olan İbrahim Can bu türküyü bestelemiş ve söylemiştir.

Hem birinci Hatça hem de ikinci Hatça ve kulaktan kulağa dolaşa dolaşa, türkü bugünkü halini almıştır.

Bu türkünün hikayesi hakkında Türk halkı, o muhteşem yaratıcılığını kullanmıştır. İnternette basit bir aramayla bu türküyle ilgili farklı 4-5 hikaye bulabilirsiniz. Hatta kimileri Hatça`nın yaşadığını da belirtmiş.

KAYNAK:https://www.hayalmeyal.org/

Malatya'lı  Sanatçı Suat  Ilginoz  bu eseri bizler için seslendirdi. 

Bakmadan Geçme