Coğrafyamız Adına Daha Çok Konuşacaklarımız Var…

Rize-Artvin Havalimanı, bölgenin kültürel ögelerinden izler taşıyan havalimanın aynı zamanda bölgenin siluetine de canlılık katacağı hedeflenirken

Rize-Artvin Havalimanı, bölgenin kültürel ögelerinden izler taşıyan havalimanın aynı zamanda bölgenin siluetine de canlılık katacağı hedeflenirken, ‘Doğu Karadeniz, Kafkas ve Orta Doğu ülkeleri arasındaki potansiyel trafikten kaynaklanacak taşımacılık zincirinin aktarma merkezi olacak’.

Dün, yani 14 Mayıs 2022 tarihinde Türkiye adına önemli günlerden birine şahit olduk.  Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışı gerçekleşti. Verilen bilgiye göre, Rize-Artvin Havalimanı Doğu Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere ülke turizmine, ticaretine, üretimine sağlayacağı katkılarla hizmet edecek havalimanı, Doğu Karadeniz, Kafkas ve Orta Doğu ülkeleri arasındaki potansiyel trafikten kaynaklanacak taşımacılık zincirinin aktarma merkezi de olacak.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve diğer önemli konukların katılımıyla açılışı gerçekleşen Rize-Artvin Havalimanı 3 milyon metrekare alana inşa edilmiş. Bölgenin kültürel ögelerinden izler taşıyan havalimanın aynı zamanda bölgenin siluetine de canlılık katacağı hedeflenmektedir.

Tabi ki, bu yazıyı havalimanının mimari yapısından veya teknik özelliklerinden bahsetmek için kaleme almıyoruz. Davetlilerin seçiminden, gelişinden, konuşmalardan tutun da her şey bir mesaj içeriği taşıyordu. Verilen mesajlar her kesimeydi. İçe, dışa, dosta, düşmana. En baştan başlayacak olursak projenin kendisi, yapılan yatırım başlı-başına mesajdı.  Yukarıda aktardığım gibi yapılan havalimanı ‘Doğu Karadeniz, Kafkas ve Orta Doğu ülkeleri arasındaki potansiyel trafikten kaynaklanacak taşımacılık zincirinin aktarma merkezi olacak’. Bunun getirilerine yakın zamanlarda başta Türkiye olmakla, o coğrafi hatta yakın tüm dost devletler şahitlik edecek. Aynı zamanda yolculardan da birinin ifadesiyle; ‘Recep Tayyip Erdoğan yaptığı yatırımlarla her anlamda dünyaya cevap veriyor. Nokta-nokta çalışıyor’.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in özel konuk olarak davet edilmesi de özel içerik taşıyordu. Her zaman altı çizilen, kardeşlik, birlik-beraberlik gibi konuların yalnız teoride kalmadığının her gün biraz daha pratiğe yansıdığının göstergelerinden birisi idi. Dedik ya Kafkasya’da büyük işlere beraber imza atacağız!

Aliyev’in konuşmasında da önemli hususlar vardı. İlk başta dikkatimi çeken ortak Türkçe’de kelimeler kullanmaya çalışmasıydı. Her şey dilde başlar. Bu durum  "Dilde, işte, fikirde birlik"  sözleriyle Türk topluluklarının birleşebileceği fikrini savunan Gaspıralı’nın  ‘çizdiği haritaya’ doğru adım-adım vakarlı şekilde ilerlediğimizin göstergesidir.  Yine konuşmasında Aliyev Türkiye’nin küresel bir güce çevrilmesinden bahsediyordu. Bu da önemli hususlardan biriydi. Bununla o aynı zamanda Azerbaycan’ın müttefiki olan devletlere de mesaj veriyordu. Yeri ve zamanı geldi. Türkiye’nin saflarında, yanında yer almanın öneminin altını çiziyordu. İlham Aliyev’in konuşmasına halkın tepkisi de coşkulu ve manidardı. Bunun da dikkatlerden kaçırılmaması gerekiyordu.

Dikkatli bakmasını bilenler için açılış -tabi ki, bir açılıştan daha fazlasıydı-  daha birçok şeyi anlatıyordu. Basın mensuplarının kameralarına yansıyan fotoğraflara bakıldığında Erdoğan, Aliyev ve Bahçeli’nin aynı kareye girdiği fotoğraftan da bahsetmek gerekiyor. Bir cümleyle ifade edecek olsaydık, fotoğrafın başlığı ‘Dosta güven, düşmana korku’ olurdu. Bu fotoğraf Türkiye’de AK Parti ve MHP müttefikliğinde hayata geçirilmek istenen ‘Yerli ve Milli’ davanın mihenk taşlarındandır. 

Devletlerin tarihinde kırılma noktaları oluyor. Bu geçmişten günümüze böyle devam etmektedir. 15 Temmuz Darbe Girişiminin başarısız olması da Türkiye’nin kırılma noktasıydı. Akabinde Türkiye’ye yönelik saldırıların da boşuna gerçekleşmediği gün gibi ortada. Hatta ‘dış mihraklar’ ifadesinin içinin boşaltılmaya çalışılmasını arzu edenler de yine aynı ‘ekip’. Söylediklerimizi ve söyleyeceklerimizi toparlayacak olursak. Türkiye’nin önderliğinde coğrafyamız ve milletimiz adına büyük işlere imzalar atılıyor. Büyük işler diye tabir ettiğimiz olayların sesi bir taraftan Karabağ’da, bir taraftan Akdeniz’de,  başka bir taraftan Zengezur’da ya da sınır ötesi operasyonlardan geliyor. 

Erdoğan, Aliyev, Bahçeli’nin ortaklaşa yukarı kaldırdıkları elin mesajı şuydu. Bu coğrafyalar güvenli ellerde. Coğrafyamız adına bu fotoğrafı daha çok konuşmalı, daha çok tartışmalıyız. 

Bu günlerde önemli bir olay daha yaşandı ‘Türk Devletleri Ombudsmanlar Birliği kuruldu’. Bu konuyu da önümüzdeki yazıda tartışırız.


Kamal Salimov 
Ege Üniversitesi İletişim Fak. Doktora Öğrencisi

Bakmadan Geçme