Çağdaş Rusya'nın görsel tanığı Andrey Zvyagintsev filmleri Malatya'da

'Sevgisiz / Loveless' 7. Malatya Uluslararası Film Festivali programında gösterilecek.

Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından 9-16 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek 7. Malatya Uluslararası Film Festivali, iktidar kavramı ve insan ilişkilerine odaklanan filmleriyle festivallerde ödüle doymayan Andrey Zvyagintsev'i sinemaseverlerle buluşturacak. Ülkesi Rusya'nın güçlü sinema geleneğini 2000'li yıllara taşıyan ve dünyada bir kez daha şahlanışına genç kuşağın temsilcisi olarak öncülük eden Zvyagintsev'in imza attığı beş film, Dönüş, Sürgün, Elena, Leviafan ve 2017 Cannes Film Festivali Jüri Ödüllü son filmi Sevgisiz / Loveless Malatya'da gösterilecek.

İlk uzun metrajlı filmi Vozvraşeniye / Dönüş, (2003) dünya prömiyerini yaptığı 60. Venedik Film Festivali'nde olay yaratan ve Altın Aslan başta olmak üzere beş ödül kazanan Zvyagintsev, o günden beri çektiği her filmle olağanüstü başarılar kaydetti. Rus sinemasının büyük ustası Andrey Tarkovskiy'in bıraktığı yerden geleneği yenileyerek devam ettirecek bir yönetmen olarak Avrupa sineması tarafından kucaklandı. Zvyagintsev, 15 yıldır günümüz Rusyasına tanıklık eden, değişen ideolojiyle birlikte devlet ve din kavramlarının insanlar üzerindeki etkilerini irdeleyen, dozunu çok iyi ayarladığı siyasal ve toplumsal eleştirinin yanı sıra dil ve estetikte üstün düzeylere ulaşan bir yönetmen olarak yerini koruyor.

2017 Cannes Film Festivali Jüri Ödüllü Nelyubov (Loveless) da programda

Zvyagintsev'in bu yıl Cannes Film Festivali'nde favori gösterilen ve Jüri Ödülü'ne değer görülen filmi Nelyubov / Sevgisiz (2017) de toplu gösteride yer alıyor. Sevgisiz, Rus edebiyatının büyük ustası Tolstoy'un Anna Karenina romanının açılış cümlesini akla getirir: "Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” Oğullarını başlarından atmak ve yeni eşleriyle birlikte olmak isteyen, boşanmak üzere bir çiftin, küçük Alyoşa'nın ortadan kaybolması üzerine bir anda kendilerini kaygı içinde, polis ve gönüllülerle birlikte onu ararken bulmalarını anlatan film, Rusya'nın yakın tarihini ve toplumsal yapısını zengin metaforları aracılığıyla izleyiciye aktarır.

Zvyagintsev'i uluslararası alanda adeta bir star sinemacı haline getiren ilk filmi Vozvraşeniye / Dönüş (2003), bir yanıyla mistik bir mesel bir yanıyla tekinsiz bir aile dramı. 12 yıl sonra aniden eve dönen ve nerede olduğu bilinmeyen, hiçbir açıklama yapmadan oğullarını kıyısında yaşadıkları gölde bir adaya götüren ve onlara Tanrısal bir figür gibi görünen babanın gizemini çözümsüz bırakan film, resim sanatının klasiklerinden esinlenen eşsiz görüntüleriyle ve Tarkovskiy göndermeleriyle izleyiciyi büyüler.

Yönetmenin 60. Cannes Film Festivali'nde yarışan ikinci filmi Izgnaniye / Sürgün (2007) Dönüş'ün karizmatik babası Konstantin Lavronenko'ya En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandırdı. Mizansenin estetiğine hayran bırakan film, Willam Saroyan'ın Gülünecek Şey adlı romanından serbest biçimde uyarlanmış, aldatma ve intikam üzerine, son derece rahatsız edici bir aile dramını konu alır.

Cannes Film Festivali Resmi Programı Belirli Bir Bakış bölümünde Jüri Özel Ödülü kazanan Elena (2011), bir yanıyla insan ruhunu ve zaaflarını evrensel boyutta ele alan, bir yanıyla Perestroyka sonrası Rusya'da yoksullarla zenginler arasında git gide açılan uçurumu gösteren bir film. Yoksul bir kadının ailesini korumak için zengin bir adamın eşi ve hizmetçisi olmaya katlanmasını konu alan Elena, yönetmeni geniş kitlelere ulaştırdı.

2014 yapımı Leviafan / Leviathan uluslararası bir sansasyon haline geldi: 67. Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo Ödülü kazandı, 72. Altın Küre Ödülleri'nde Yabancı Dilde En İyi Film seçildi ve 88. Akademi Ödülleri'nde Yabancı Dilde En İyi Film adayı oldu. Zvyagintsev, Leviafan'da Rusya'da siyasi iktidarla kilisenin güç birliğini, ülkenin komünist geçmişiyle taban tabana zıt bir mülkiyet meselesi üzerinden hicveder. 7. yüzyıl düşünürü Thomas Hobbes'un kilise – devleti benzettiği Leviafan, Eski Ahit'te Eyüp'ün Kitabı'nın 41. bölümünde tarif edilen, bazen bir balina olarak yorumlanan, yenilmez bir canavardır. Zvyagintsev, kıyısında filmin adını simgeleyen bir balina iskeleti bulunan kasabadaki dededen kalma evini istimlakten kurtarmaya çalışan Nikolay'ın öyküsünü, yoğun bir mizah ve üstün bir estetikle anlatır.

Bakmadan Geçme