Veysel Fırat

S-400 Alacağız Kime Ne?

Veysel Fırat

S-400 ABD ile Türkiye arasındaki güç dengeleme mücadelesinde bir dönüm noktası olacağı için bu mücadelenin sonucu çok önemlidir. Biz S-400 alarak hem ABD’nin istemediği bir şeyi yapıp karizmasını çizmiş olacağız hem de bağımsız bir devlet olduğumuzu yıllarca unutmuş olan uluslar arası kamuoyuna ilan etmiş olacağız. Bu durum, ABD için düşüşün başlangıcı oluyorken Türkiye için de yükselişin başlangıcı olacaktır. Kendimizi savunmayı bile bize lüks gören dost ve müttefik bir ülkeden kurtuluşun belgesi olacaktır.

S-400 alımını engelleme konusunda ABD’nin bu kadar istekli olduğuna bakınca bunlar, ya bize saldırmayı düşünüyorlar ya da pazarlarını kaybetme derdine düştüler. Bu ihtimallerin hangisi  olursa olsun bir ülkenin savunmasına engel olmaya çalışmak, o ülkeye yapacağınız en büyük hakarettir, en büyük haksızlıktır ve yapılabilecek en büyük saçmalıktır.

ABD’nin almamızı istemediği silah saldırı değil savunma sistemidir.  Biz bu S-400’leri saldırmak için değil bize yapılan saldırıları bertaraf etmek için kullanacağız. ABD ya da bir NATO ülkesi ülkemize saldırmayı mı düşünüyorlar ki bu savunma sistemine karşı çıkıyorlar. Saldırı kapasiteli silah olsaydı karşı çıkışlarını haklı olmamalarına rağmen yine de anlamaya çalışırdık. ABD, S-400 Hava Savunma Sistemi’ni almamıza karşı çıkarak, ‘’Ben veya müttefikim olan NATO ülkeleri ileride bir gün size saldırmak, şehirlerinizi bombalayıp insanlarınızı öldürmek isteyebiliriz. Belki buradan size nükleer başlıklı bir füze gönderip ülkenizi yaşanmaz hale getirip kitleler halinde sizleri öldürmek isteyebiliriz ama sizin savunma sisteminiz bize engel olabilir. Fakat biz bunu istemiyoruz. Bizden başka bir ülke de size saldıracak olsa siz kendinizi savunmaya değecek kadar değerli değilsiniz.’’ demek istiyor.

 Bir savunma sisteminin alınmasına, ülkemize saldırma niyeti olmayan bir ülkenin karşı çıkmasından daha aptalca ne olabilir ki.  ABD yöneticileri aptal olmadığına göre ileride bir gün ülkemize saldırma ihtimalleri var demektir. Hem kendi ürettiği hava savunma sistemini satmayacaksın hem de başka bir tedarikçiden hava savunma sistemi almamıza karşı çıkacaksın. Bunun ne Pazar kaybetmeyle alakası var ne de para kazanmayla. Bu direkt olarak bana karşı savunmasız kal demekten başka bir şey değildir. Yoksa S-400’ün NATO’ya entegre olup olmaması da bir gerekçe değildir. Çünkü Almanya ve Yunanistan da NATO ülkesidir ve envanterlerinde S-200 ve S-300 hava savunma sistemleri mevcuttur. Bu ülkelerin ellerinde bulunan Rus sistemleri NATO’ya entegre oluyor da mevzu Türkiye olunca mı sorun olmuyor. Bu tutum o kadar saçma art niyetleri gerisinde barındırıyor ki hangisini ele alsanız ülkemiz açısından felaket ötesi bir sonuç çıkıyor.

Ayrıca Türkiye, aralarında İsrail ve İran’ın da bulunduğu komşularının ellerinde bulunan füzeler nedeniyle büyük bir tehdit altındadır. Hava savunma sistemi eksikliğini DEAŞ’ın ülkemize fırlattığı füzelerle kaybettiğimiz vatandaşlarımız canıyla öğrendik. Kim ne derse desin S-400 ülkemize alınacak ve biz bununla yetinmeyip milli ve yerli bir hava savunma sistemi üreteceğiz. Bu, bayrağımızın dalgalanması kadar hassas bir meseledir. Bayrağımızın dalgalanmasının devamı için gereklidir.  Bu, bağımsız bir ülke olduğumuzu dost ve düşman herkese göstermek için mihenk taşıdır. Devletimizin bu konuda gösterdiği kararlı duruş vatandaş olarak bizleri gururlandırmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları