Veysel Fırat

İslam Düşmanı Müslümanlar

Veysel Fırat

             İslam güneşi öyle bir güneş ki dışarıdan gayrı Müslimler, içeriden adı Müslüman olan münafıklar bu güneşi karartmaya çalıştıkça hala parlamaktadır.                Müslüman olmayanların, İslam’ı vahşi bir din gibi tanıtmaya, terörle ilişkilendirmeye, barış değil de savaş dini gibi göstermeye çalışmasını elbette ki anlarım anlayışla karşılarım. Çünkü bunların görevi budur kendi varlık ve çıkarları gereği riya içinde olmaları elbette doğaldır.                Müslümanların, dinlerini küçük hesaplara feda etmelerini, menfaatleri uğruna akıl almaz işler yapmalarını hoşgörü ve anlayış sınırları içine sığdıramıyorum.  Riyakâr Müslümanların yaptıklarından dolayı, İslam töhmet altında kalmakta, dinden kaçınılmakta din adına söylenen sözlerden, dini referanslardan uzak kalınmaktadır. Belki de tarihin hiçbir döneminde İslam bu kadar yıpratılmamıştır.               Bütün bunların bilinçli olarak bir grup tarafından İslam’ın aşağılanması ve gözden düşürülmesi için yapıldığı konusunda kesin bir kanaat sahibiyim. Ticari kanallardan çok dini yayın yapan televizyon kanallarının mevcut olması hiç de mantıklı bir şey değildir.  Bir kanalın aylık uydu maliyetinin 50.000 TL civarında olduğu düşünülürse bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormak lazım. Bu kanallar Kuran ayetleriyle bir şeyler satan mı dersin, kendini evliya gibi pazarlayan mı dersin, ücretle dua satan mı dersin din dışında her işle uğraşıyorlar. Uğraşmadıkları tek şey dini doğru olarak öğretme gayesidir. İlginç tipleriyle ağlayan insanların görüntüsü ve alev alev yanan ateş görüntüsü fonunda dinin anlatılması, ayetlerin yorumlanması hiç de dinimize yakışır anlatım tarzı değildir.               Sosyal medya ve Whatsappta dolaşan, ‘’Bu mesajı şu kadar kişiye gönderirseniz… ‘’ tarzındaki mesajlar, dini görünüşlü ticari cemaatler, birilerine hoş görünmek için dindar görünümlü bireyler ve niceleri İslam’ın bir yerlerinden tutmuşlar yerlerde sürüyorlar. Bütün bu yapılanlar kutsallarımızı kutsallıktan çıkardı. Saygıyla telaffuz ettiğimiz  kelamlar dilimizde pelesenkleşti alay konusu oldu.               Uzak değil, daha 10 yıllar önce, sahtekârlar, dolandırıcılar, devletin imkânlarını kendi çıkarlarına peşkeş çekenler bütün yaptıklarını gizlemek için Atatürkçülük ve laiklikten dem vurarak dikkatleri başka yerlere çekip kendilerini kurtarıyorlardı. Kendilerini kurtarıyorlardı ama Atatürk’e karşı nefret grupları oluşturuyorlardı. Şimdi durum değişti ve Müslüman görünümlü bu dolandırıcılar, menfaatperestler, devlet imkânlarını kendine peşkeş çekenler İslami söylem ve görünümlerin arkasına sığınarak nemalanıyorlar. Nemalanırken de dinimiz İslam’a karşı soğukluk ve kötü bir algıyı beyinlere işleyerek İslam binasından bir tuğla daha çıkarmış oluyorlar.                 İslam düşmanı bu Müslümanlığın toplumda değer buluyor olması onların sayısını gün geçtikçe artırmakta münafık sürüsüne yenileri katılmaktadır. Büyüğümüzden küçüğümüze, eğitimlimizden cahilimize hepimiz bunların hedefleri arasındayız.                                                                                                                        Veysel FIRAT

Yazarın Diğer Yazıları