Veysel Fırat

DİNİMİZ İSLAMDA İKİYÜZLÜLÜK NEDEN YAYGIN

Veysel Fırat

Bu gün İslam toplumlarının en dikkat çekici sorunu,  inandıklarıyla zıt noktalarda kürek çekebilen, ikiyüzlü karakter yapısına sarılmış insanların, ben Müslüman’ım diyerek ortalıkta dolaşmalarıdır. Bulunduğu ortama göre renk değiştirebilmenin, can ciğer görünen dostluklarda    bile arkada iş çevirmenin doğal karşılandığı, sufii düşünceye sahip tek tük iyi niyetli mütedeyyin kişilerin saf damgasını yediği bir toplum, Müslüman olduğunu ne kadar iddia ederse etsin, maalesef uçurumun başında, gözü kapalı eğlenceler düzenleyen sarhoşlara benzemektedir. İslam dini ezelden ebede en mükemmel din olarak bizlere indirilmiş ancak, bu en mükemmel dininin mensupları neden iki yüzlü olabiliyor ve öylece Müslüman olabiliyor anlaşılır şey değildir. Çünkü İslam münafıklık yani iki yüzlülüğü kafirlikten daha aşağılık bir seviyeye oturtmuştur. Bu yüzdendir ki Maun Suresi’nde ‘’...Vay o namaz kılanların haline.’’ demektedir. Başka bir dine mensup olup da sonradan Müslümanlığı kabul eden bir çok kişinin ‘’Eğer İslam dinini araştırmadan önce, sadece Müslüman toplumları örnek olarak İslami tanımış olsaydım asla Müslüman olmazdım. ‘’ demelerinin altında yatan gerçek, inancını içine yedirememiş, göstermelik din anlayışımızın etkisinden başka bir şey değildir. Bu kadar mükemmel bir dinin mensuplarının, neden bu mucizevi öğretinin tam tersi bir yol tuttuklarını sorgulama noktasında, öncelikle dini eğitimi veren ilahiyat camiasının kendisini sorgulaması kaçınılmaz olmalıdır. İmam Hatip mezunu arkadaşlarımızın çoğundan, abdestsiz namaz kıldıklarını duymamız ikiyüzlülüğe ta oradan başlatmış olmuyor mu? Dini resmi kurumlarda aslıyla değil de merdiven altı cemaatlerde öğrenerek, cemaat birliğinin çıkar birliğine dönüştürmüş insan yığınlarının etkisi elbette azımsanacak bir şey değildir. Cemaat ilişkisini ticaret ilişkisine çeviren birlikteliklerden hangi dini hassasiyeti beklersiniz? Bu yığınların ikiyüzlü olmaktan başka yapacak neleri vardır. Zikir çekerken gözler bir mütahiti ya da müşteriyi arıyorsa işte o zikirde ticaret vardır, riya vardır münafıklık vardır. Bu cemaatten ve mensuplarından İslam adına öğrenilecek hiç bir şey yoktur. Atatürk uyarmıştı ama, ülkemiz şeyhler, dervişler ve müritler ülkesi olduğunda neler olabileceğini 15 Temmuz gecesi hepimiz görmüş olduk. Toplumların dinsiz olmayacağı bilimsel bir gerçeklik olduğuna göre din eğitimini başkalarının eline bırakmak, milli birlik ve beraberliğe ihanetten başka bir şey değildir. Bizim devlet olarak din eğitimini siyasetin üstünde tutarak gerçek İslamı ta ilkokuldan itibaren öğretmeliyiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi sahte şeyhlerin pis kucaklarına atmamalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları