Ramazan Durmuş

Bir asra bedel gün 18 Mart

Ramazan Durmuş

1910'lu yıllar, kara bulutların Türk milletinin üzerinde dolaştığı sancılı ve zorlu yıllar…

Şüphesiz, 2010’lu yıllar da…

Akilsizlerin cirit attığı yıllardır bu yıllar…

Dinler arası diyalog kisvesiyle devletin ana damarlarının tahrip edildiği yıllardır bu yıllar…

Barış süreci kisvesi altında yer altında tüneller kazılırken barış türküleri çığırıp halay çekilen yıllardır bu yıllar...

Kısacası aldatılan, gaflete düşülen yılllardır bu yıllar…

Tıpkı 1910’lu yıllarda olduğu gibi…

1918, Türk’ün ateşle imtihanının doruklaştığı yıllardır.

2018 ise, şüphesiz aldananların silkiniş yıllarının zirve yaptığı yılların başlangıcıdır.

Uyaran, Türk milletinin sözcüsü Milliyetçi Hareket’dir.

Uyardıkça zulme ve saldırıya uğrayan da…

İktidar sarhoşluğuna kapılanların hatalarını yüzlerine vura vura bugünlere gelindi elbette…

Hatalar ve yanlışların anlaşılması için söz yetmemiş uyuyanlara ki, bir 15 Temmuz dehşetini yaşadı aziz milletim…

Yedi düvel bir asır önce topyekun saldırırken bir asır sonra içerdeki piyonlarıyla son darbeyi indirmeyi hayal etti…

Yine karşısında aziz Türk milleti vardı…

Kükremiş sel olan Türk’ün iman dolu yürekleri önünde kim durabilirdi?

Duramadılar, darmadağın oldular...

Öyle ya, vatan yaptığımız bu coğrafyanın sırtımıza yüklediği sorumluluklardan kaçılabilir miydi?

Büyük bir devlet geleneğine haiz, kadim ve kudretli bir millet yapısına malik Türk milletinin korkması elbette ki akıl ve mantık dışı olurdu.

“Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” diyen zihniyet; Türk milletinin üzerine atılmaya çalışılan ölü toprağını her seferinde silkeleyip atmasını bildi. Çok şükür tuzaklar işlemedi, komplolar işe yaramadı.

İşbirlikçilerin, ihanet yarışına giren hainlerin karanlık eylemleri tutmadı. Türkiye, her defasında zorlukları aştı, belaları defetti.

Türkiye olağanüstü bir beka mücadelesi veriyor günümüzde...

Ve Milliyetçi Hareket; yarım asırlık mazisinin tecrübe ve birikimiyle milli bekanın diriliş ve direnç mücadelesini tavizsiz sürdürüyor.

Çok şükür, Milliyetçi-Ülkücü Hareket oyunları boza boza bugünlere gelindi.

Saldırılar göğüslendi, karanlık senaryolar yırtıldı.

Komplo mucitleri, fitne mimarları, işbirlikçilik markaları ve kriz müellifleri her defasında kılıktan kılığa girerek Üç Hilale cephe alsa da, başarıya ulaşamadı, sonuç alamadı.

10 Ocak 2016’dailan edilen Olağan Büyük Kurultay Takviminde artık sona gelindi.

Sıraşimdi 18 Mart 2018’de yapılacak 12’nci Olağan Büyük Kurultayda.

Milliyetçi-Ülkücü Hareketin büyük toyunun tarihi bir katılımla yapılması hususunda Genel Başkan sayın Devlet Bahçeli, direktifini vermiş bulunuyor.

Bu önemli kurultayın havasını koklamak, duygu seline ortak olmak, milliyetçi ruha destek vermek isteyen her vatandaş, davet edilmiştir şimdiden…

18 Mart 2018’de hem Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü yad edilecek, hem de Türk milliyetçileri yeni bir zafer umuduyla tarih yazacaklar o gün…

Karagahın kapısından adım atmayanlar, fitne ve fücur aşılamaya çalışanlar yine olsa da inanıyorum ki; gönlünde vatan ve millet sevgisi bulunan herkes o gün omuz omuza verecektir.

Çünkü o gün, kırgınlıkların giderileceği, dargınlıkların bitirileceği, gönüllerin fethedileceği, ellerin tutulacağı, tam bir buluşma, tam bir kavuşma hali yaşanacaktır.

Aklı Türkiye olanlar bir asra bedel o gün, yeniden silkinişin tanıkları olarak önemli bir dönemece şahitlik yapacaklardır.

Milli duruş için…

Şühedaya vefa için…

Aziz milletimize beka için…

Şahlanış için…

Son bilet alış tarihi 18 Mart 2018’dir.

Bir asra bedel bu güne şahitlik yapacaklara ne mutlu…

Türk milletinin sevineceği, ihanet içinde olanların üzüleceği bu şanlı günü yaşayan ve yaşatanlara ne mutlu…

Ne amaçlanıyor, ne aranıyorsa Türklüğün ve Türkiye’nin bekasına yönelik olduğunu sakın unutmayınız.

Yeni bir yazıda buluşmak umuduyla…

Yazarın Diğer Yazıları