M. Said Yalçın

Sözüm Memleket Düşmanlarına

M. Said Yalçın

 “Samimiyetin belirtisi gözler, dürüstlüğün ifadesi de tutulan sözlerdir”
Dürüst olmak, sağlam duruş sergilemek her babayiğidin harcı değildir. Bir insanda bir duruş olacak, neyse o olacak. Bir o yana bir bu yana kıvırmayacak. 
Sağlam duruş sergileyen ve 6 şubat depremiyle birlikte her gün sahada vatandaşlar ile birlikte olan, kin, nefret, hasetlik olmadan memleket sevdalısı olan, ekibi ile birlikte gece gündüz demeden var olan bir isim. Selahattin Gürkan. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı…
Bir çok trol tarafından, özelliklede sosyal medyada aslı astarı olmayan nefret ve kin dolu sözlerle, Selahattin Başkana yüklenen memleket düşmanlarına seslenmek isterim. “Samimiyetin belirtisi gözler, dürüstlüğün ifadesi de tutulan sözlerdir.”
İnsanı insan yapan en önemli hasletlerden birisi vefa duygusuna sahip olmaktır. En özlü tanımıyla "Yapılan iyilikleri unutmama, iyilik yapana daha güzeliyle karşılık verme" halidir.
Zıddı ise "Nankörlük’tür. Bu sıfat, kendisine verileni değerlendirmeyip eline geçeni tepen, kadir kıymet bilmeyen kimseler için kullanılır. Bir düşünür (Ausonius) diyor ki: "Toprak, nankör bir adamdan daha kötü bir şey yetiştirmez."
Vefa ahlakı, bir toplumun payandasıdır. Fertleri arasında vefa duyguları yer etmemiş olan toplumlarda güven ve itimat azalır, sosyal çözülmeler başlar. İnsanlar arasında olduğu gibi, toplumun ve devletin de kendisine hizmet etmiş kişilere vefakárlık göstermesi, onların kıymetini takdir etmesi kadirşinaslığın gereğidir.
Sözünü çiğnememek, sadık kalmak, dürüst olmak... Bu ulvi meziyetler sevginin, dostluğun ve kardeşliğin bağrında yeti¬şir. Kin, nefret, haset onu her zaman boğmuş, daha doğmadan öldür¬müştür. Vefa ancak sevgi, iyilik ve kardeşlik ikliminde boy atıp gelişebilir. Bu yüzden sözlükler vefa kelimesine, “sevgi ve dostlukta sebat etmek” anlamını da vermişlerdir. Vefa, hayatta insanın itibarını ve şerefini artırır. Vefa, insana şeref veren, baş üstünde taşıyan elmas, yakut ve zümrütle bezenmiş bir taçtır. Vefa, Allah’ın takdirine ve insanların da sevgisine ulaştıran güzel bir meziyettir. Vefa; ödemek, yetişmek manalarına da gelir. Hiçbir inanç ayrımına girmeden insanlara karşı maddi ve manevi borçlarını ödemek, sıkıntılı anlarında onların imdadına yetişip ihtiyaçlarını karşılamak da vefanın anlam dairesi içindedir. Bugün vefanın olmadığı yerde sevgi ve samimiyetten bahsetmek mümkün değildir. Böyle bir toplumda birlik, beraberlik ve gerçek bir dayanışmadan söz etmek de imkânsızdır. Zaman zaman vefasızlardan meydana gelen bu gibi haller, menfaat ve iki yüzlülükten başka bir şey değildir. 
Bir dostumun, ekmek verdiği insanlardan gördüğü ihaneti anlatan şu sözleri ise hafızamdan silinmemiştir: "Elim ısırık yaralarıyla dolu. Ancak, bunların acısını da yine iyilik yaparak unutabiliyorum." İnsan olmak için iyilik yapmak, gönüllerde yara açan kötülüklere bile iyilikle karşılık vermek gerekir. İnsanları ancak iyilik yaparak utandırabilir, onları ancak bu yolla pişmanlığa sevk edebiliriz.

Hatasızlık elbetteki Cenab-ı Allah’a mahsus olmakla birlikte, insanoğlunun hatasızlığı mümkün değildir. Selahattin Gürkan bu memleketin has evladıdır ve memleket sevdalısıdır. Acımasızca yapılan eleştirilere verilen en güzel cevaptır belki de; ‘Hani derler ya ‘özün neyse sözün de o olsun’ diye. Ben de diyorum ki, özü olmayanın söyleyecek sözü de olmasın!’

Vefa bahsinde yer verilmesi gereken hususlardan birisi de bu ülke için kanlarını, canlarını feda etmiş kahramanlarımızdır. Şehitlerimizdir, gazilerimizdir. Onlara sonsuz bir minnetle bağlı olduğumuzu hiçbir zaman hafızalarımızdan çıkarmamamız gerekir. Ayrıca, temeli sevgi ve güvene dayanan derin dostlukları da unutmamalıyız.

Son kez derim ki; Ahde vefa göstermek dinimizin önemli bir prensibi olduğu kadar, modern hukukun da vazgeçilmez kurallarındandır. Dinimizce, verilen sözün tutulmaması münafıklığın üç alametinden biri sayılmış ve Müslümanların bundan sakınmaları öğütlenmiştir.
 

Yazarın Diğer Yazıları