Turgut Özal Üniversitesi'nde Tarımsal Eğitim ve Öğretimin 173. Yıl Dönümü Törenle Kutlandı

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, 'Uzun yıllardan beri kenevir ekim izni verilen sayılı illerden birisi Malatya'dır.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Uzun yıllardan beri kenevir ekim izni verilen sayılı illerden birisi Malatya’dır.  Ancak bugüne kadar bu konuda her hangi bir girişimde bulunulmamıştır. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak, endüstriyel kenevir ekimi ve bilimsel projeler için çalışmalarımızı başlattık.  Ülkemiz ekonomisi için ve Malatya çiftçisi endüstriyel keneviri önemli görüyoruz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına bilimsel destek vermek için katılıyoruz. O nedenle diyoriz ki, biz varız.”  dedi.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi ile Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şubesi tarafından Türkiye’de Tarımsal eğitim ve öğretimin 173. Yıl Dönümü nedeniyle kutlama programı düzenlendi.

Törene Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Prof. Dr.  Feridun Merter ve Prof. Dr. Ahmet Harma,  Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Karadağ, Ziraat Mühendisleri Odası şube Başkanı Fevzi Çiçek, Hekimhan Belediye Başkanı  Aliseydi Millioğulları, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Yaşar Karataş, Tarım İl Müdürü Tahir Macit, Malatya Tarım Platformu Başkanı  İhsan Akın, Malatya Şeker Fabrikası Müdürü Suat Altun, Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Nuri Murat, arım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Malatya İl Koordinatörü Murat Tunç, üretici birlikleri temsilcisi ve yöneticilerdi, kamu kurum ve kuruluşların da görev yapan ziraat mühendisleri ile üniversitenin akademik ve idari personeli katıldı.

-“ Kırsal kalkınmanın anahtarı tarımsal kalkınmadır”

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Nüfus artışı ve hızlı küreselleşme ile birlikte paralel olarak tarımsal üretime duyulan ihtiyaç da önem kazanmıştır. Bu durum, tarım eğitiminin nitelikli olmasını da önplana çıkartmıştır.  Ülkemizde tarım sektöründe verimliliği artırmak, teknik gelişmeleri uygulamaya koymak,çiftçilerin gelirlerini yükseltmek, tarımsal piyasalarda istikrarı sağlamak,  tarımsal ürün arzını güvence altına almak  ve tüketicilerin sağlıklı ve uygun fiyatlarla tarımsal ürünlere ulaşımını sağlamak,  tarımsal eğitimden geçmektedir.  Şehirleşme oranının yaklaşık yüzde 75’lere yükseldiği ülkemizde, tarımın ve kırsal kalkınmanın önemi her geçen gün artmaktadır.   Şehirleşme oranı yükseldikçe ülkemizde tarım sektörünün önemi de o derece azalmıştır.  Çünkü kırsal kesimden kente göç, tarım sektöründen kaçıştır, tarımsal üretimin bırakılmasıdır.  Kırsal kalkınmanın anahtarı tarımsal kalkınmadır.  Kırsal kalkınma aynı zamanda kentleşme sorunlarını da azaltacaktır.” dedi.

Rektör Prof. Dr. Karabulut şunları söyledi, “İklim değişiklikleri,  azalan su kaynakları, artan gıda fiyatları ve her an çıkma ihtimali bulunan gıda krizleri sadece tarım sektörünü değil, küresel ekonomileri de önemli ölçüde etkileyecektir.  Böylesi bir durumda tarımsal üretimin ive tarımsal eğitimini güçlendiren ülkeler sağlıklı bir büyüme gösterecektir.  -Tarım sektörü, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, tüm ülkelerin ekonomik hayatlarında önemli bir yere sahiptir.  Bakınız; dünyanın en büyük birinci ve ikinci ekonomisi Amerika ve Cin’dir. Fransa, Rusya ve Hindistan ise dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alıyor. Bu 5 ülke aynı zamanda dünyanın buğday üretimindeki ilk 5 ülkesidir.  Yani ekonomilerini büyütürken tarımı ve tarımsal üretimi, tarımsal eğitimi unutmamışlar.  Tarım ülkesi olan Türkiye ise, buğday üretiminde dünyanın 11. ülkesi ve dünyada buğday ihracatı yapan ilk 5 ülke arasında yer almıyor.  Bu tabloyu değiştirmek hepimizin görevidir.  -Ziraat Fakültelerimizde donanımlı beyaz önlüklü ve beyaz yakalı bilim insanımızın artması ve tarım sektörüne girmesi tarımda verimliliğin ve istihdamın büyümesi  demektir.  Toprakla, köyümüzle yaylalarımızla, bilim insanının buluşma dönemi diyoruz.  Akademisyenlerin artık odalarından çıkmalarını ve yeri geldiğinde tarlalarda, köylerde, bağda, bayırda, yaylada olmalarını istiyoruz. İnsanı temel almayan  ve  insanlığa katkı sunmayan hiçbir bilimin değeri yoktur.  Laboratuarda kalan bilimsel çalışmalar insana ulaşmadığı sürece değer kazanamaz.  2023, 2053 ve 2071 hedefleri ve idealleri kapsamında; ülkemizin tarımda kendi kendine yeterli olabilmesi, kendi milletimizi dışarıya bağımlı kalmadan gıdaya ulaşımını sağlamak hepimizin görev ve sorumluluğudur.”

-“Endüstriyel kenevir ekimi projesini yürüteceğiz”

Endüstriyel kenevir ekimi konusun da proje yürüteceklerini belirten Prof. Dr. Karabulut, “Bir konuyu da kamuoyu ile paylaşmak istiyorum;  Uzun yıllardan beri kenevir ekim izni verilen sayılı illerden birisi Malatya’dır.  Ancak bugüne kadar bu konuda her hangi bir girişimde bulunulmamıştır. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak, endüstriyel kenevir ekimi ve bilimsel projeler için çalışmalarımızı başlattık. 

Ülkemiz ekonomisi için ve Malatya çiftçisi endüstriyel keneviri önemli görüyoruz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına bilimsel destek vermek için katılıyoruz.

O nedenle diyoriz ki, biz varız. Malatya’da seracılık ve sera üretimi konusunda da Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bazı projeler üzeri8nde çalışıyoruz. Bu konuda da yakında bazı gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağız.  Türkiye birçok tarım ürününde anavatanı. Anadolu’nun birçok tarım ürününün kaynağı olması nedeniyle gen kaynaklarımızı korumak gibi bir milli görev ve sorumluluğumuzda var. Bu kapsamda Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak Milli Tohum Bankası kurma çalışmalarını sürdürmekteyiz. Yine; üniversitemiz bünyesinde organik gübre üretiminin yaygılaştırılması adına Organik Solucan Gübresi üretimine başlanılmıştır.  Üniversitemiz bünyesinde Ziraat Fakültesi bünyesinde Araştırma ve Uygulama Çiftliği kurulması ile ilgili proje çalışmamızda devam ediyor. Malatya Tarımının vazgeçilmezi olan kayısı ıslahı, geliştirilmesi, tanıtımı ve pazarlanması konusunda çok sayıda projemiz devam etmektedir.” İfadelerini kaydetti.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Karadağ ise  törende yaptığı konuşmada “Tarım ve tarımsal faaliyetler, dünyada sadece tarım sektörü çerçevesinde değil, aynı zamanda gıda güvenliği, sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim güvencesi, sağlıklı gıdaya erişim hakkı gibi insan eksenli politikaların en güçlü öznesi olarak değerlendirilmektedir. Hatta bunun bir adım daha ötesinde, tarımsal üretim ve tarımsal faaliyetlerin içeriği, artık ülkelerin ulusal güvenlik politikalarının önemli bir parçası olarak ülkelerin yönetsel faaliyetlerinde belirleyici rol oynamaya başlamıştır.

Ayrıca, büyük bölümü ülkemizin çevresinde yaşanan çatışmaların yarattığı bölgesel kaoslar, bu kaoslardan etkilenen milyonlarca insanın gıda güvenliğini ve gıdaya erişim hakkını tehdit etmektedir. Küresel ölçekte ise, her gün yaklaşık 1 milyar insan yatağına aç uyumaktadır. Ülkemiz son yıllarda tarımsal üretim artışında önemli bir ivme yakalamış olmasına rağmen, dış dünyaya ihraç konusunda aynı artış ivmesini yakaladığımız söylenemez. Oysa üretim büyüklüğü kadar, ürettiğinizi satabilmeniz de önemlidir.  Bir başka boyut ise, net ihracatçı olduğumuz bazı ürünlerde bir anda önemli bir ithalatçı haline dönüşmemizdir. Tarım topraklarının tarımsal amaçlar dışında kullanılması, tarımsal alanların kentsel arsalara dönüştürülmesi, küçük ölçek ve girdi maliyetlerinde ki artış gibi nedenlerle son yıllar da önemli miktarda ekilen alanımız tarımsal toprak vasfını kaybetmiştir.”  dedi.

Ziraat Mühendisleri Odası şube Başkanı Fevzi Çiçek,  “Dünyada hiçbir ülke yoktur ki tarımını ve tarımsal sanayini geliştirmeden normal sanayisini geliştirsin. Çünkü tarım özellikle istihdam konusunda, üretim konusunda sağlıklı nesillerin yetişmesi konusundaki gıda temininde, gıdaya ulaşım konusunda tamamen içerisini kapsayan bir faaliyet koludur. Bütün saniyeler,  bütün teknolojiler değişse de zaman içerisinde önemini kaybetse de tarım her dönem önemini birinci derecede korumuştur. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu kadar önemli olan, bu kadar istihdama yol açan, nüfusun tamamını doğrudan yada dolaylı olarak ilgilendiren tarımsal faaliyetler, tarımsal politikalar her zaman ikinci plana atılmıştır, yeterli desteği alamamıştır. Artan sağlıklı gıda ihtiyacına rağmen tarımsal üretim alanları daralmıştır.” Şeklinde konuştu.

Törende Ziraat Fakültesi son sınıf öğrencisi Sena Gür, Ziraat Fakültesi öğrencileri adına yaptığı konuşmada “İlk insan Hz. Adem’den günümüze sürdürmüş olduğumuz kadim derinliğe sahip, bu mesleğim mensupları olarak bu toprağın konuşan dili, çiçek açan dalları, meyve veren ağaçları olacağız. Tüm insanların sağlıklı yaşaması için toprağı adeta, ilmek ilmek rehabilite ederek sağlıklı bir nesil , özgür bir ülke olma yolunda Malatya Turgut Özal üniversitesinin değerli Rektörü ve hocalarımızın gayretiyle ayakları yere basan bilim ışığında çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kaydetti.

Törende Yüksek Mimar olan ancak yapmış olduğu tarımsal girişimleriyle bilinen Önder Çiftçi Yusuf Kendirli,  “Çiftçi Gözüyle Malatya’daki tarımsal Üretimde Değişim ve Gelişmeler” konusunda katılımcılara tecrübelerini anlattı.

Kutlama töreninde Genç Ziraat Mühendislerdi Müzik Grubu dinletide bulunurken, mesleklerinde 35. Yılını dolduran Ziraat Mühendisleri Hasan Durdu, Mehmet Çırak, Ata ünlü ve  Tayyer Özceyhan’a plaketlerini rektör Prof. Dr. Karabulut verirken, Ziraat Fakültesi Öğrencilerine ise rozetlerini Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Karadağ ve Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Çiçek ile taktılar.

Bakmadan Geçme