Seçmeli Ders Dayatmasına Son Verilsin

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan tüm açıklamalarda öğrencilerin seçmeli dersler konusunda zorlanmayacağı, ders seçimlerinin tamamen kendi iradelerine bırakılacağı ifade edilmesine karşın mevcut durum bunun tam aksidir

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan tüm açıklamalarda öğrencilerin seçmeli dersler konusunda zorlanmayacağı, ders seçimlerinin tamamen kendi iradelerine bırakılacağı ifade edilmesine karşın mevcut durum bunun tam aksidir. Her yıl olduğu gibi maalesef bu yıl da seçmeli ders dayatma sezonu açılmıştır. Yine yeniden bazı dersler zorunlu seçmeli hale getirilmektedir.

Bakanlıktan,  İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine kadar adeta silsile gibi, dini içerikli seçmeli derslerin seçimine ilişkin okul yöneticilerine ve öğretmenlere baskı yapıldığı, bu derslerin seçiminin İl, İlçe ve okul yöneticilikleri için koltuğu koruma adına referansa dönüştüğü görülmektedir. 

Konuya ilişkin olarak çok sayıda öğrenci velisi de sendikamıza bu konudaki şikayetlerini iletmekte, gerçekleştirilen bu baskıdan yakınmaktadırlar.

Oysaki mevzuatta seçmeli dersler, “öğrencilerin hedefledikleri ve yöneldikleri alanda gelişmelerine veya ilgi ve istekleri doğrultusunda çeşitli programlarda ilerlemelerine, kişisel yeteneklerini geliştirmelerine imkân sağlayan derslerdir.” şeklinde tanımlanmakta ve ders seçiminin, “okulun imkânlarına bağlı olarak veli, sınıf rehber öğretmeni ve rehberlik öğretmeninin bilgisi dâhilinde öğrenci tarafından ikinci dönemin ilk haftasında yapılır.” denilerek seçimin velinin bilgisi dahilinde öğrenci tarafından yapılması hüküm altına alınmıştır.

Seçmeli derslerin bu şekilde dayatılması, amaçlanan hedefin gerçekleştirilmesinden çok uzak bir yaklaşım olup, öğrenciler üzerinde baskı oluşturulması anlamına geleceği de ortadadır. Bu şartlar altında da öğrencilerin serbestçe istedikleri alanda ders seçimi yapamayacağı ve mağdur olacakları da tartışmasızdır.

İktidarın “dindar nesil yetiştirme” politikası çerçevesinde süregelen uygulama, bizzat idare eliyle “mahalle baskısına” dönüşmüş durumdadır. Çocuklarımızı, gençlerimizi inanç üzerinden test etmeye ya da şekillendirmeye kimsenin hakkı yoktur. Okullarımızı zaten sarmış olan dernek, vakıf, cemaat virüsüne ilaveten din adına bir de seçmeli derslerin dayatılması kabul edilebilir değildir.

Mevzuat hükümlerine aykırı hareket ederek öğrenci ve velilerin tercihlerini dikkate almayan, kendi tercihleri doğrultusunda öğrencileri ders seçmeye zorlayan baskıcı okul yöneticileri ile onlara talimat veren İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerini uyarmak Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev ve sorumluluğundadır.

Türkiye Cumhuriyeti “Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir.”

Ve yine anayasada eğitimin nasıl olacağı; Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş, bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.”

şeklinde hüküm altına alınmıştır. Burada devlet adına Milli Eğitim Bakanlığı yetkili kılınmıştır ve bu dayatmalara hukuka aykırı uygulamalara son vermesi gereken de Milli Eğitim Bakanlığı’dır.

Bu nedenle EĞİTİM-İŞ olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı bir kez daha göreve davet ediyor, konuya ilişkin tüm sorumlular hakkında gereğinin yapılmasını istiyoruz.

 

                                                                                                                Hatem DENKTAŞ

                                                                                  Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı

Bakmadan Geçme