Post-Modern darbesi

AK Parti Malatya Milletvekilimiz Sayın Mustafa ŞAHİN'İN 28 Şubat Post-Modern darbesiyle ilgili yaptığı basın açıklaması

 Milletimiz için karanlık tarihin önemli dönüm noktası olan 28 Şubat, karargahta planlanmış ve hazırlanmış, aşama aşama   yapılan hazırlıklarla  5'li çete diye tanımlanan sivil toplum adı altında örgütlenmiş bazı gruplar tarafından uygulanmıştır. Desteğin sağlanması için siyasiler ve halk tehdit edilmiştir. Planlanan oyunlar üniversitelerde uygulanmış, medya borazanlık yapmış, yargı ise kararlarıyla süreci hukuki kılıfa uydurmuştur.

28 Şubat'ın gerçekleşmesinin üzerinden 21 yıl geçti. 28 Şubat olayı, tarihimize kara bir leke olarak yazıldı. 28 Şubat darbesinin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen; insan hakları, özgürlük, adalet, eğitim sisteminde ve ekonomide yaşanan travmaları milletimiz kolay kolay hafızalarından silemeyecektir.

12 Mart 1971 muhtırasını TBMM’den okutan Parlamentodan; 12 Eylül 1980 darbesini, 28 Şubat post modern darbesini, 27 Nisan e muhtırasını,17-25 Aralık tezgahını yapanların,15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunanların yargılanması için yasalar çıkaran Parlamentoya. Bin yıl süreceği söylenen darbe heveskârlarının hevesleri kursaklarında kalmıştır.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ üyelerine yönelik operasyonlarda ortaya çıkan somut bilgilere göre bu kararları veren yargıçların büyük çoğunluğu ya FETÖ üyesi olmaktan tutuklanmış ya da tutuklanmamak için yurtdışına kaçmıştır. Ayrıca bizzat FETÖ'nün 28 Şubat’ın jakobenlerini desteklemek için Refah-Yol Hükümetini hedef alarak söylediği “Beceremediniz, artık bırakın” ifadesinin, dönemin darbeci medyası tarafından manşetlere ve ekranlara taşınması da sürecin ittifaklarını göstermesi açısından somut bir veridir.

O dönemde ülkemiz içerisinde, tahrik ve algı yöneten medya, bürokratların ideolojik taassubu, askeriye mensubu isimlerin öfke dolu söylemleri ve zihinleri tutulmuş akademisyenler; 28 Şubat’ın azmettiricisi ve aktörleri oldular. Bu saydıklarımızın da dışında asıl “üst akıl” olan küresel sistemin temsilcileri de bu çarkın içerisinde idiler.

28 Şubat;Türkiye topraklarında yaşayan muhafazakar kesimin acı ve hüzün ile geçen bir dönemiydi. Birçok muhafazakar öğrencinin eğitim ve öğretim faaliyetleri engellenmeye çalışıldı. Başörtüsü bir irtica sembolü olarak görüldü. İmam Hatipler ve özellikle de Üniversiteler de inançlı öğrenciler bireysel şiddete mâruz bırakıldı. Birçok inançlı insanın işine son verildi, iş yeri sahibi olan muhafazakar birçok kişi ekonomik bir çöküş içerisine girdiler ve battılar.  Birçok aile psikolojik travma yaşadı. Aileler dağıldı, birçok ocak söndü. İnanan insanların emekleri çalındı, gelecekleri karartılmaya çalışıldı, “ikna odaları” kuruldu.

Yukarıda saydıklarımızın dışında bu dönemi hazırlayan, azmettiren, ötekileştiren  ve bundan bir menfaat elde eden şüphesiz “FETÖ” ve mensuplarıdır. FETÖ’nün 28 Şubat’ın en önemli aktörlerinden biri olduğu,15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan yeni bilgiler ve belgeler ile kesinlik kazanmıştır.

28 Şubat için “FETÖ Darbesi” tanımını yapsak kesinlikle yanlış olmayacaktır. Çünkü 28 Şubat sürecini hazırlayan ve bundan menfaat elde eden tamamı ile FETÖ ve onun kirli işbirlikçileridir.

Görünen o ki 28 Şubat’ın üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen dönemin sivil-asker aktörlerindeki darbeci virüs varlığını korumaktadır. Jakobenler bu virüsü bir kutsalları gibi taşımakta ve muhtemelen her gün köküne su döküp büyütmektedir. 28 Şubat günlerindeki hegemonyalarını; zorbalığı, ayrımcılığı ve nefret suçlarını özleyerek o günlerin hayaliyle yatıp kalkmakta ve adeta tetikte beklemektedirler. Dini ve milli değerlerine bağlı Sivil toplum kuruluşları ve vakıfların; bazı zübükler, 28 Şubat'ın kudretli generallerine uşaklık edip postal yalayan kendini bilmez siyasiler,müptezeller tarafından FETÖ terör örgütü bahane edilerek hedef tahtasına konulup saldırı altında tutulması da bu yüzdendir.

Gelinen süreçte de görülüyor ki tüm umutlarını; Türkiye'yi ele geçirme, devleti yönetme, sermayeyi denetleme, toplumu sindirme, aydınları kendine bağlama, kendilerince bir Türkiye devrimi hayali kuranlar ve ihanet çetelerinin kirli tezgahları boşa çıkmıştır.

Öte yandan 28 Şubat darbe davasında karar aşamasına gelinmiş olması sevindiricidir. Brifingli yargıçlar eliyle, uyduruk dosyalarla hayatları karartılan ve hala cezaevlerinde bekleyen insanlar var. O dönem talimatla insanların sicilleri ve memuriyetleri ile oynanan ancak görevine dönemeyen insanlar var.Milyonlarca insanı mağdur eden, millete ihanet eden, belli odakların hesapları adına bu ülkenin maddi ve manevi bütün birikimini yağmaya açan 28 Şubat darbecilerinin en ağır cezalara çarptırılmaları, bütün milletimizin olduğu gibi bizim de bu davadan beklentimizdir.28 Şubat ile milletin birliği, inançları, kültürü, medeniyeti, barış ve huzuru hedef alınmıştır. Bu yüzden 28 Şubat’ın sonuçları itibariyle mağdurları açısından da sona ermesi ve bunun son 28 Şubat olması en  büyük temennimizdir.Millet tarafından iade-i itibarları verilen 28 Şubat mağdurlarına devletin ilgili kurumları tarafından da iade-i itibar verilmelidir.

Oynanmaya çalışılan bütün senaryolara ve İhanet çetelerinin kirli tezgahlarına rağmen biz şunu bilir şunu haykırırız: Allah dilemedikçe bütün senaryolar birleşse, bütün cepheler ortak olsa bir adım ileri gidemezler. Kirli ittifaklar Sayın Erdoğan'a da, ülkeye de, millete de kader biçmenin mümkün olamayacağını göreceklerdir. Umarız ki, tarih millet üzerinde millete rağmen oynanan oyunlara bir daha şahitlik etmez.

Mustafa ŞAHİN

AK Parti Malatya Milletvekili

 

Bakmadan Geçme