post modern darbe

Türkiye tarihine “post modern darbe" olarak geçen, toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 21 yıl oldu.

Askerlerin hükümeti görevden zorla almaması da 28 Şubat'ın "post-modern darbe" olarak anılmasına yol açtı. Askerlerin deyimiyle "demokrasiye balans ayarı" yapıldı.

Kadınların başörtüsü olduğu için okullara, Meclise sokulmadığı, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, var olan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat.

 

28 Şubat ;

1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla başladı. 27 Mart, 27 Mayıs, 12 Eylül ve 15 Temmuz darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı yada el koymaya çalışmadı.  Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi.

 

Necmettin Erbakan'ın genel başkanı olduğu Refah Partisi, tüm medya baskısına rağmen 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmayı başarmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Erbakan'a vermemek için çok uğraşsa da sonunda mecbur kaldı. Refah Partisinin hükümeti kurması ve Erbakan'ın Başbakan olmasıyla birlikte Türkiye'de toplu bir cinnet senaryosu sahneye kondu. Halkın seçtiği bir partinin ülkeyi halk adına yönetecek olması başta iş adamları olmak üzere pek çok cenahı rahatsız etmişti.

 

TÜSİAD'ın, medyanın, askerlerin üçlü koalisyonuyla seçimle gelen iktidar, korku senaryoları ve nihayetinde askeri tanklarla yıkıldı. Ardından Refah Partisi kapatıldı, yöneticilerine siyasi yasak konuldu. Başarılı bir algı operasyonuydu, çünkü bütün fatura da o günlerde darbe yapılan insanlara kesildi. 28 Şubat'ta onlarca banka batırıldı, Türkiye milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Gayrı safi milli hasılanın üçte biri buharlaştırıldı.

Dönemin kuvvetli ve kudretli bir paşası '28 Şubat bin yıl sürecek' demişti. 28 Şubat bin yıl sürmedi şüphesiz ama ülkeye verdiği zararlar hala sürüyor.

 

15 Temmuz Milli İrade ve Demokrasi Derneği Elazığ Şube Başkanlığı

 (MİDDER) olarak; en son yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi ve öncesinde yaşanan 27 Mart, 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat gibi süreçlerin bir daha yaşanmaması adına ülke genelinde tüm teşkilatlarımız gecesini gündüze katarak çalışmalarını sürdürüyor. Bizler söz konusu Vatan olunca seve seve can vermeye hazırız. Rabbim Cumhurbaşkanımıza güç, kuvvet, sağlık versin ki ZALİMLERE FIRSAT VERMESİN.

 

 

Suat Şekerci

15 TEMMUZ MİLLİ İRADE ve

DEMOKRASİ DERNEĞİ

                                                                                                                                                                                                                     ELAZIĞ ŞUBE BAŞKANI

Bakmadan Geçme