Mhp'li Mehmet Erdoğan'dan Terörle Mücadele Salvoları!

Türkiye Büyük Millet Meclisi son günlerde gergin anlara sahne oluyor. CHP'nin Terörle ilgili Grup Önersinin görüşmeleri esnasında sık sık tartışmalar yaşandı. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve arkadaşlarının imzasını taşıyan Grup Önerisi hakkında g

Türkiye Büyük Millet Meclisi son günlerde gergin anlara sahne oluyor. CHP’nin Terörle ilgili Grup Önersinin görüşmeleri esnasında sık sık tartışmalar yaşandı. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve arkadaşlarının imzasını taşıyan Grup Önerisi hakkında genel kurulda ilk konuşmayı Muharrem İnce yaptı. AKP’nin terörle mücadele stratejisini eleştiren İnce "Aldatıldık." dediniz, "Kandırıldık." diyerek sorumluluğu üzerinizden atmaya çalıştınız. Siyasetçi sorumluluktan kaçamaz. Siyasetçi sorumluluk sahibi olmalıdır. Caka satmaya gelince "Devlet yönetiyoruz, bakkal değil." diyorsunuz ama iş sorumluluğa geldi mi kaçıyorsunuz.” diye konuştu. İktidara Geldiğiniz Günden İtibaren Terörle İçli Dışlısınız! MHP Grubu adına ise Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan konuştu. AKP hükümetinin iktidara geldiği ilk günden bu yana terörle içli dışlı olduğunu savunan Erdoğan; “Önce emniyetin içinde, terörle mücadele konusunda birikimi olan özel harekat birimlerini, terörle mücadele birimlerini darmadağın ettiniz, emniyeti paralel ortaklarına teslim ettiniz. Dolayısıyla, artık emniyet terörle mücadeledeki hafızasını kaybetti. Arkasından, paralel ortaklarınızla birlikte orduya el attınız. Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla ordunun en mahrem noktalarına kadar girdiniz, o "gizli tanık" dediğiniz birtakım teröristlerin ifadeleriyle "Ergenekon'du, Balyoz'du." diye ordunun içinde terörle mücadele etmiş her kim varsa onları yargıladınız ve emniyetin, jandarmanın, ordunun psikolojisini bozdunuz. Bu saatten sonra terörle mücadele yapmayı zorlaştırdınız. Bunları yaparken öbür taraftan Habur'da teröristleri törenle karşıladınız, Oslo'da onlarla masaya oturdunuz ve terör artık toparlanıp yeniden devletimize, milletimize saldırıya geçtiğinde siz "çözüm" adlı çözülme sürecini, ihanet sürecini devreye koydunuz ve bu süre içerisinde de "Aman bunlara dokunmayalım, biz bunlarla masada uzlaşacağız dediniz" ifadelerini kullandı. Devletin Kanunları Doğu’da Başka Batı’da Başka Uygulanıyor! Konuşmasında kanunların eşit bir şekilde uygulanmadığına da dikkat çeken Erdoğan; “Devletin yürürlükteki kanunlarını doğuda başka, batıda başka uygulamaktasınız. Doğuda teröristler elini kolunu sallayarak gezebilmekte ama batıda en ufak bir trafik suçu ihlalinden dolayı insanlara o güvenlik kuvvetleri farklı davranmaktadır, bu ikircikli görüntünün de ortadan kalkması lazım. Dış politikada yaptıklarınız ortada; Irak'ta gelinen nokta, Suriye'de gelinen nokta ortada. Gene Sayın Cumhurbaşkanı Amerika'ya gitmeden önce burada herkes "Ey Amerika, biz PYD'yi terör örgütü görüyoruz, sen de kararını ver." diye burada herkes bağırıyordu, bu Genel Kurulda da bağırdı bütün AKP sözcüleri. Ama Cumhurbaşkanı Amerika'dan dönerken ses soluk kesildi, artık "Ey Amerika" lafları bitti, "Ya PYD için Amerika'yla da ilişkilerimizi bozacak değiliz." noktasına gelindi. Dış politikada böyle zikzaklarla terörle mücadeleyi sürdüremeyiz. İçeride de dışarıda da bütün teröristlere karşı iradenin ortada sağlam durması lazım.” dedi. Güvenlik Güçlerimizin Kafasını Karıştırmayın! Güvenlik güçlerinin kahramanca mücadele ederken kafasında soru işaretleri olmaması gerektiğini söyleyen Erdoğan şu şekilde konuştu: “Şu anda güvenlik güçlerimiz gece gündüz mücadele ediyorlar ama inanın hepsinin kafasının arkasında büyük bir soru işareti var. "AKP geldi, 90'larda terörle mücadele edenleri yok faili meçhuldü, yok şuydu, yok buydu hesaba çekti. Bizim bugün yaptığımız mücadeleyle ilgili yarın bize de AKP iktidarı kazık atacak mı?" diye bir endişe hepsinin kafasının arka tarafında var. MHP’nin Çözüm Önerilerini Paylaştı Konuşması sık sık AK Partili Milletvekillerinin sataşmaları sebebiyle kesilen MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan şunları söyledi: “Türkiye, kendi tecrübelerini realize ederek bugüne kadar yaşadığımız yanlışlardan dönecek, kararlı bir şekilde terörle mücadele edecek bir konsepte ihtiyaç duymaktadır. Bunu, Sayın Genel Başkanımız grup konuşmalarında, birtakım başka basın açıklamalarında çok teferruatlı olarak anlattı. Hani hep diyorsunuz ya "Muhalefet hep eleştiriyor, hep konuşuyor, hiçbir şey söylemiyor." Söylüyoruz arkadaşlar, terörle mücadele sadece Silopi'de, Nusaybin'de, Cizre'de, Yüksekova'da yapılmaz. Terörist nerede varsa, içeride, dışarıda her yerde yapılır. Terörle topyekûn mücadele edilmelidir. Kandil'deki teröristlerle mücadele edilmelidir, Suriye'deki teröristlerle mücadele edilmelidir. Üniversiteler artık terörün yuvası hâline geldi. Üniversitelerden terörün sökülüp atılması lazım. Terörün finansmanı konusunda AKP iktidarı her zaman yaptığı yanlış politikalarla teröre finansman kaynağı sağlamaktadır. Mesela, Kızılay'da kaçak sigara satılmaktadır. Mesela, 150 dolardan 30 dolara düşen petrole rağmen mazot fiyatları hâlâ kaçakçılığı teşvik edecek seviyede tutulmaktadır. Bunların üzerine gidilmesi lazım. 13 Milyonluk Türkiye Suriye Sınırını Korurken 80 Milyonluk Türkiye Koruyamıyor! Yine, bir başbakan yardımcımız hepimizi kahreden bir açıklama yaptı: "Suriye sınırı çok uzun, biz koruyamıyoruz." dedi. Ya, insan -bir başbakan yardımcısı- bunu söylerken azıcık düşünür. Suriye sınırı ne zaman çizildi arkadaşlar? Lozan'da çizildi. O günden bugüne kadar 13 milyon o günkü Türkiye bu sınırları korudu da, bugünkü Türkiye bu sınırları koruyamıyor, bu teknolojiyle bu nasıl bir mantıktır? Bu mantığın ortadan kalkması lazım, sınır güvenliğinin sağlanması lazım. PKK’yı Vatandaşı Temsil Eden Bir Konuma Getirdiniz! Bu çözüm, açılım, Habur vesaire süreçlerinde yanlış yaptınız. Vatandaşın temsilcisi konumuna getirdiniz PKK'yı. Vatandaşı çaresiz bıraktınız. Artık o vatandaşın yeniden güvenini kazanacak, teröristleri bertaraf edecek, o insanların temsilcisinin PKK olmadığını, o insanların temsilcisinin Parlamento olduğunu, seçilmişler olduğunu, o insanların da bu ülkedeki bütün vatandaşlar gibi bu ülkenin eşit birer vatandaşı olduğunu anlatacak, o insanları inandıracak bir psikolojik çalışma yapılması lazım. Bu yaptığınız "çözüm" adlı ihanet sürecinin Türkiye'yi getirdiği en büyük sıkıntı budur arkadaşlar. Bugün, terörle mücadele edecekseniz, öncelikle, hâlâ kafanızın bir tarafında yer alan "Acaba masaya nerede, nasıl otursak?" ikileminden de kendinizi kurtarın çünkü sizin 1 Kasımda aldığınız seçim başarısındaki bir şeyde vatandaşa 7 Hazirandan sonra terörle mücadele ediyormuş gibi verdiğiniz görüntüdür. Vatandaştan bu şekilde oy aldınız, vatandaştan aldığınız oya göre de bundan sonra terörün kökünü kazıyacak bir çözüm üretmek zorundasınız. Eğer terörü çözemezseniz, Muğla'da turizmi çözemezsiniz; terörü çözemezseniz, büyük şehirlerde üretimi, sanayiyi, eğitimi kontrol edemezsiniz.”

Bakmadan Geçme