Çanakkale Destanını Yazan Aziz Kahramanları Rahmetle Anıyoruz!..

Çanakkale Destanını Yazan Aziz Kahramanları Rahmetle Anıyoruz!..

Her karışında Şehid kanı olan, her beldesinde şuhedâ olan bu aziz vatanın düşman işgaline uğramaması için canlarını siper eden, aziz toprağımızın bağrında sıra dağlar gibi duran isimli-isimsiz kahramanlar sayesinde bu her köşesi cennet olan vatanımızda rahat yaşayabiliyoruz.

Adını tarihe altın harflerle yazdıran Çanakkale kahramanlarının Allah’ın vaat ettiği ödüle ulaştıkları bu kutlu günde onları hatırlamanın en derin heyecanını ve zafer coşkusunu yaşamaktayız. Türkler, tarihleri boyunca Yüce Allah’tan buyruk almış gibi, aleme düzen verme yolunda nice şehid vermiş necip bir millettir. Bu misyonunu bugün de devam ettiren asil Türk Milleti, kendisine ve İslam’a kurulan kumpaslara, terkiplere boyun eğmeyecek; bugün olduğu gibi şer odaklarıyla mücadelesine devam edecektir.  Birlik ve beraberliğe en ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, Çanakkale’de deyimi yerindeyse ölümü öldüren kahramanlarımızın dünyaya meydan okuduğu; bir sevgiliye, gül bahçesine koşarcasına ölüme koştuğu günlerin de özellikle kahraman ordumuzun hemen yanı başımızda oluşturulmaya çalışılan şer yapılara karşı mücadelesinden dolayı milli birlik ve bütünlüğümüze daha da katkı sağlamasını umuyoruz. Bazılarının kanlarıyla, bazılarının gözyaşlarıyla bazılarının alın terleriyle, bazılarının da yüreğiyle yazdığı eşiz Çanakkale kahramanlığını Mehmet Akif şöyle ifade ediyor:

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir Hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...

Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Bu eşsiz destanı yazan aziz milletimizin, bugün hem içeride hem dışarıda kıskaca alınmak istendiği, güçsüz bırakılmak istendiği aşikârdır. Bu necip milletin, bu yıkıcı faaliyetlere hem içeride hem dışarıda  gereken cevabı derin tarihi tecrübelerine ve derin medeniyet değerlerine dayanarak vereceğine olan inancımız tamdır. Bu duygu ve düşüncelerle Türkmeniyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, alevisi ve sünnisiyle Çanakkale Destanı’nı yazan asil Türk Milletinin kahraman evlatlarını, Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin kazanılmasında eşsiz başarı gösteren Malatyalı hemşehrimiz Cevat Paşa’yı (Çobanlı) rahmetle anıyoruz.

İçimizdeki Çanakkale Ruhu hiçbir zaman sönmeyecektir.

AZİZ RUHLARI ŞAD OLSUN!..

Kenan AKDOĞAN

EKSEN Eğitim Sen

 Malatya Temsilcisi